Ve altı ay içinde, yargıcın önünde durup, ...hayatını geri kalanını içeride geçirmeni sağlayacak suçlara ilişkin kararı bekliyor olacaksın. | Open Subtitles | وخلال ستة شهور أنت ستقف أمام القاضي بإنتظار تلك الجرائم البشعة الكفيلة بإبقائك خلف القضبان لبقية حياتكَ |
Evet, konuştuğumuz sırada hakimin önünde olan bir ses kaydım var. | Open Subtitles | أجل , لدي شريط مسجل أمام القاضي بينما نتحدث |
Engel olursan, hakim karşısında hesap vermek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | اذا عارضت ذلك فسيكون عليك المثول أمام القاضي صباحا لتبرير ذلك |
Uyan ve birşeyler ye. Biraz sonra Hakimin karşısına çıkacaksın. | Open Subtitles | انهض لتناول بعض الطعام ستمثّل أمام القاضي بعد قليل |
Burada itiraf etmiyor olabilirsin ama hakimin karşısında etmen gerekecek. | Open Subtitles | قد لاتشاءُ بأن تعترف بشيء هنا، لكنكَ ستعترف أمام القاضي. |
Sence yargıcın karşısına çıkıp olanları anlatıp, özür dileyebilir misin? | Open Subtitles | أمام القاضي و إخباره بما فعلت و الإعتذار على ذلك |
Yarın mahkemede imzalayacağınız belgeleri hazırlarız. | Open Subtitles | سَيكونُ لدينا الوثائق جاهزة للتَوْقيع أمام القاضي غداً. |
Ama bir sonrakine yargıcın önüne çıkarsın, tamam mı? | Open Subtitles | لكن المرة القادمة ستعود أمام القاضي , حسناً ؟ |
12 saat içinde hâkim karşısına çıkarılmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نريده أن يمثل أمام القاضي خلال 12 ساعة |
- Seni ilgilendiren tüm konu, yargıcın önünde bana işimi yapmama izin vermen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تدعني أقوم بوظيفتي جيداً أمام القاضي |
Eğer bizden bir şey sakladığınızı bulursak, federal yargıcın önünde zanlı olarak durursunuz. | Open Subtitles | إذا إكتشفنا أنك أخفيت شيء، ستقف أمام القاضي الفيدرالي كمدّعى عليه. |
yargıcın önünde içmiyormuş rolü yapacaksın. | Open Subtitles | سوف تدّعين بأنكِ رزينة أمام القاضي ؟ |
Burada oturmak garip hissettiriyor, hakimin önünde. | Open Subtitles | ينتابني شعورُ سيء بالجلوس هنا، اعتدت أن أجلس أمام القاضي |
O hakimin önünde dikilip nasıl da her şeyi anlatmıştım. | Open Subtitles | اقف أمام القاضي ..واحكي له عن كل ما كان |
Baba, hakim karşısında açık seçik konuş, tek seferde. Bebek gibi. | Open Subtitles | أبي، تحدث بصوتٍ عالٍ وواضح أمام القاضي كلمة كلمة كالأطفال |
Bir karışıklık çıkarsa ve onu buradan göndermiş olursan bunun sana hakim karşısında bir yararı olmaz. | Open Subtitles | إذا أثرتِ ضجّة وجعلته يرحل، لا أظنّ أنّ ذلك سيخدمنا أمام القاضي |
Ve bu namussuzları Hakimin karşısına çıkarttığımda ülkedeki tüm hastanelere senin şırıngayı satacağız. | Open Subtitles | وعندما أضع هؤلاء الأوغاد أمام القاضي دعونا نضع إبرة الخاص في جميع المستشفيات في البلاد. |
Kefaletini ödemeye çalıştım ama önce Hakimin karşısına çıkman gerekiyor. | Open Subtitles | لقد حاولت دفع كفالتكِ لكن لا يمكننى فعل ذلك قبل مثولكِ أمام القاضي |
Deliliğin ofiste işe yarayabilir, ama hakimin karşısında işe yaramaz. | Open Subtitles | يمكنك القيام بالجنون بمكتبك، لكنّه لن يفلح أمام القاضي. |
Sorun şu ki yargıcın karşısına öğlen çıkıyor. Dinliyor musun? | Open Subtitles | ولكن المشكلة أنه سيمتثل أمام القاضي عند الظهيرة هل تنصت لي؟ |
Şimdi seni yargıcın karşısına çıkarmamız gerek. | Open Subtitles | الأن علينا أن نضعكِ أمام القاضي |
Yarın mahkemede imzalayacağınız belgeleri hazırlarız. | Open Subtitles | سَيكونُ لدينا الوثائق جاهزة للتَوْقيع أمام القاضي غداً. |
Eğer kocam bir yargıcın önüne çıkarsa onu kesinlikle öldürürler. | Open Subtitles | لو وقف رجلي ... أمام القاضي سيقتلونه ... |
Sonunda hâkim karşısına çıktım. | Open Subtitles | ...وفي النهاية إمتثلت أمام القاضي |