| Hatırlayabildiğim kadar uzun zamandır benim için sorun oluşturuyorlar: önce minik bir erkek fatma iken sonra da erkek görünümlü ancak östrojen ağırlıklı bir organizma iken. | TED | كانت مشكلة بالنسبة لي منذ أمد بعيد، بدايةً منذ أن كنت فتاة مسترجلة صغيرة ثم بعد ذلك كصاحبة مظهر ذكوري، قائم أساساً على هرمون الإٍستروجين الأنثوي. |
| Bu, dünyadaki sorunları uzun zamandır çözmeye çalışmadığımızdan değil. | TED | ولا يعني أننا لم نحاول حل مشاكل العالم من حولنا منذ أمد بعيد |
| Ben Alicia, sıkman için elimi uzatıyorum. | Open Subtitles | إذا قمت من سريري أنا أليشيا, ها أنا أمد يدي لأسلم عليكي |
| Bir zeytin dalı uzatıyorum. | Open Subtitles | أمد يدى بغصن زيتون أحاول ان أضع حد لسفك الدماء |
| Uzun süre onu sevdiğimi sandım ama o beni hiç sevmedi. | Open Subtitles | خِلت أنّي أحبه منذ أمد لكنه لم يبادلني الحب أبداً |
| uzun zaman önce evleniyordu. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | كانت ستتزوج منذ أمد بعيد لا أريد التحدث عن ذلك |
| Eğer kendimi bildim bileli insan kanı içmeyi reddettiğimi bilseydin daha iyi olurdu. | Open Subtitles | فإنّي حرمتُ على نفسي الدم البشريّ مُنذ أمد. |
| Ciddiyim, sen olmasaydın bu arayıştan çoktan vazgeçmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة لو لم تكن تقدم لى العون فى هذا الأمر لكنت تركت الخوض فى هذا البحث منذ أمد طويل |
| Hey, ben Alyssa için size zeytin dalı uzatırken bana sırtını dönen sendin. | Open Subtitles | انت الرجل الذي أطفأ الأنوار على أعمال (أليسا) بينما كنت أمد غصن الزيتون |
| Tabi ki kolumu uzattığımda sonuna kadar varıyorum. | Open Subtitles | بالطبع، عندما أمد يدي إلى الداخل لا أستطيع الوصول إلى نهايته |
| Hani, saatin gerçek zaman olmayıp, elimize bırakılmış sonsuzluktan bir parça olduğu ve hiçbirimizin onunla ne yapması gerektiğini bilmediği anları? | Open Subtitles | حيث الساعة ليست مجرد ساعة وإنما أمد يسقط من أيدينا؟ ومن يدري ماذا يُفعل بها؟ |
| Uzun zamandır kendimi böyle duygulara karşı kapatmıştım ve aniden açınca şaşırdım. | Open Subtitles | إرتباطي ثانية بجزء من نفسي كان مدفونا منذ أمد بعيد |
| Uzun zamandır kendimi böyle duygulara karşı kapatmıştım ve aniden açınca şaşırdım. | Open Subtitles | إرتباطي ثانية بجزء من نفسي كان مدفونا منذ أمد بعيد |
| O köylüler, çok uzun zamandır yolunuzda duruyorlar. | Open Subtitles | منذ أمد طويل جدا هؤلاء الفلاحون وقفوا ضدك |
| Bak, bak, ben burada bir zeytin dalı uzatıyorum çünkü sana şu anda ne kadar sinir bozucu göründüğümü bilyorum. | Open Subtitles | السلام لأعلن زيتون غصن لكِ أمد أنا اسمعي, الآن منّي إنزعاجكِ مدى أعلم لأنني |
| Elimi uzatıyorum ve senin keskin tümsekli karın kaslarını hissediyorum. | Open Subtitles | انا أمد يدي وأتحسس عضلات بطنك المنحوتة البارزة |
| Her neyse, görevimizi bir gece daha uzatıyorum. | Open Subtitles | لعلمك انا سوف أمد مده المهمه لليله أخرى |
| İnan bana, tatlım, yıllarca denedim ama az önce konuştuğun kişi kız kardeşim olmaktan uzun süre önce çıktı. | Open Subtitles | ثقي بي يا عزيزتي لقد أمضيت أمداً أحاول فعل شيء و لكن تلك المرأة التي تحدثتِ إليها للتو لم تعد أختي منذ أمد طويل |
| İnsanlar ancak o kadar süre sır tutabilir çünkü. | Open Subtitles | و هذا يعتمد على أمد إخفاء الناس للأمر سراً |
| Krypton'la bağları kopan bu karakollar uzun zaman önce solup ölmüştü. | Open Subtitles | اجتثت من الكربتون، هذه البؤر الاستيطانية ذبلت وهلكت منذ أمد بعيد. |
| Tüm detayları bilmiyorum ama uzun zaman önce bir olay olmuş. | Open Subtitles | لستُ ملمّة بجميع التفاصيل ولكن ثمّة شئ حدث منذ أمد بعيد. |
| Ama ona bakmaktan keyif alıyordum. Kendimi bildim bileli şu koltukta yatıyorum sanki. | Open Subtitles | إستمتعت بالنظر إليها - لقد كنت مستلقية هنا منذ أمد - |
| Orasını bilemem ama yapan kişinin çoktan öldüğü kesin çünkü bu parşömen en az 200 yıllık. | Open Subtitles | لا أستطيع تبرير ذلك، ولكن أياً كان ذلك الشخص، فقد توفى منذ أمد بعيد لأن عمر هذه المخطوطة يتجاوز المائتي عام على الأقل، |
| Ben zeytin dalı uzatırken Alyssa'nın işi üzerindeki ışığı söndüren sendin. | Open Subtitles | انت الرجل الذي أطفأ الأنوار على أعمال (أليسا) بينما كنت أمد غصن الزيتون |
| Elimi uzattığımda onu hissediyorum. | Open Subtitles | لو أمد يدي أحس به |
| Hani, saatin gerçek zaman olmayıp, elimize bırakılmış sonsuzluktan bir parça olduğu ve hiçbirimizin onunla ne yapması gerektiğini bilmediği anları? | Open Subtitles | حيث الساعة ليست مجرد ساعة وإنما أمد يسقط من أيدينا؟ ومن يدري ماذا يُفعل بها؟ |