| Arkasındakini görebilen bir tek ben varım ve ondan korkmuyorum. | Open Subtitles | أنا الوحيدة القادرة على رؤية ما ورائه ولا يخيفني ذلك |
| Nasıl oldu da ofisteki onca kişiden bir tek ben seninle geldim? | Open Subtitles | كيف من بين كل الذين في المكتب أنا الوحيدة التي ذهبت معك؟ |
| Dün gece duvardaki haçım düştü. sadece ben onun hareket ettiğinden eminim. | Open Subtitles | الليلة الماضية ,الصليب سقط من على حائطى أنا الوحيدة المتأكده أنه سقط |
| Evet, neden onu sadece ben görüyorum ve duyuyorum bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لما أنا الوحيدة التي استطيع أن أراها |
| Galiba burada gözlüğe ihtiyacı olan tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | يبدو إنه لست أنا الوحيدة هنا الذي سيحتاج لنظارات جديدة. |
| Bunu yapmaya yatkın tek kişi benim burada. | Open Subtitles | أنا الوحيدة هنا المتدربة على فعل أشياء كهذه |
| Burası benim mekanım, yalnızca ben çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا مكاني الشخصي. أنا الوحيدة التي تتمرن هنا. |
| Ne olur kalayım. Bayan Markway'i bir tek ben geri çağırabilirim. | Open Subtitles | من فضلك؛ اتركني أبقى أنا الوحيدة التي يمكنها ان ترجع السيدة ماركواي |
| Onun içinde büyüyen şey hakkında endişelenen bir tek ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة القلقة من الشيء الذي ينمو بداخلها ؟ |
| Bir tek ben miyim metallerle uğraşan. | Open Subtitles | إذن؟ من غير المحتمل أنا الوحيدة التي عملت في مجال علم المعادن |
| Hewitt'i işbirliğine yanaştırabilecek tek ben varım. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي من ممكن أن تجعل هيويت يساعدنا |
| Onun seksi olmadığını düşünen tek ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة التي لا تعتقد أنّها مثيرة؟ |
| Dün gece olanların garip olduğunu düşünen sadece ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة التي تظن أن الليلة الماضية كانت غريبة جدا ؟ |
| Mariachi duyan sadece ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة التي تسمع موسيقى المرياشي؟ |
| sadece ben "kesin" diyebilirim. | Open Subtitles | أنا الوحيدة المسموع لها قول إقطع التصوير. إقطع. |
| Erkeklerle kadınların sadece arkadaş olamayacaklarını düşünen tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة التي ترى بأنه لا يمكن أن يكون الرجال و النساء مجرّد صديقين |
| Bak, şu an ona bu konuda yardım edebilecek tek kişi ben kaldım. | Open Subtitles | إسمع ، أنا الوحيدة التي يمكنها مساعدته بهذا |
| Senin çıkarını düşünen bir ben varım. Başkası yok. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي تهتم بمصالحك وليس أي شخص آخر |
| Ailem için uğraşıyorum. Vasıflı tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا أهتم بعائلتنا أنا الوحيدة المؤهلة لهذا |
| Aynı anda hem içip hem de çalışabilen yalnızca ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة التي تستطيع العمل والشرب معًا؟ |
| Bu saçmalıkla başa çıkmak zorunda kalan bendim ve hiç kötü bir şey olmadı. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي يجب عليها أن تعيش مع هذه الشئ المرعب و لم يحدث شيئاً سيئاً |
| - Bu ailede yirminci yüzyılda yaşayan bir ben mi varım? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة في هذه العائلة التي تعيش في القرن العشرين؟ |
| Ve onlardan biri, ismi Caleb'di sadece benim anlayabildiğim sihirli bir dilde konuşurdu. | Open Subtitles | يتحدث بلغة سحرية أنا الوحيدة التي أفهمها |
| Tek kalan benim. Diğerleri ya kovuldu ya da istifa etti. | Open Subtitles | أنا الوحيدة المتبقية من المغادرين, كل شخص آخر إما طرد أو أستقال |