| Sadece dün 20 kilo bulduğumu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود أن تعرف أنني وجدت عشرون كادر بالأمس درجة السحر |
| Belki satıcı ile irtibata geçip yedi yaşındaki oğlumun içinde dolu bir silah bulduğu bir piyano bıraktığını söylemek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود إخبار البائع انه ترك سلاحه داخل البيانو, ليجده فتى في السابعه |
| Cep telefonu istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنـا فقط إعتقدت، أنك تود إسترجاع هاتفك |
| - O kadar ileriye gitmek isteyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أعلم أنك تود أن تتمادى بهذا الشكل |
| Eee, sana söylemek için iyi bir zaman olmadığını biliyorum ama... bilmeni isteyeceğini düşündüğüm bazı kötü haberler aldım. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب ... ولكن وصلتنى للتو أخباراً سيئة ظننت أنك تود معرفتها |
| - Adrian.Bilmek istersin diye düşündüm en son bu kulaklığı şovda bitli bir adam takmıştı | Open Subtitles | - أدريان. أعتقد أنك تود أن تعرف أن الرجل الأخير عرض ارتدى كانت تلك سماعة قمل الرأس. |
| Her neyse, bunu bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | على أيّة حال ، ظننت أنك تود معرفة ذلك |
| - Bir dilim istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تود تناول جزء منها. |
| Bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تود معرفة هذا |
| Bunu görmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | . أعتقد أنك تود رؤية هذا |
| İsteyeceğini tahmin ettim. | Open Subtitles | اعتقدت أنك تود ذلك |
| Bana teşekkür etmek isteyeceğini biliyordum, hayatını kurtardığım için... | Open Subtitles | - أعلم أنك تود أن تشكرني , علىإنقاذيلحياتك... |
| Bunu görmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تود رؤيتنا |