| Hepsini tekrar öldürmeye hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك على استعداد ليقتلوا جميع أنحاء مرة أخرى؟ |
| -Bunu yapmaya hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | ، انت متأكد من أنك على استعداد للقيام بذلك؟ |
| Öfken beni eğlendiriyor. Benim dengim olduğuna inanıyor musun? | Open Subtitles | غضبك هذا مسلي هل تعتقدين أنك على قدم المساواة معي ؟ |
| Eğer bir nebze de olsa, hayatta olduğunuzu düşünüyorlarsa sizi kesinlikle beni aradıklarından daha sıkı bir şekilde arayacaklardır. | Open Subtitles | اذا ظنوا أن هنالك أية فرصة أنك على قيد الحياة بالتأكيد سيبحثون عنك بشدّة أكثر مما عملوه ليه أبداً |
| Şu an ziyadesiyle alengirli bir teklif yapmak üzere olduğunuzu düşünüyorum Bay Toretto. | Open Subtitles | الآن, لماذا أعتقد أنك على وشك اقتراح شيء ما مراوغ حقا, سيد توريتو؟ |
| Dedektif, bir düşündüm de sen haklısın sanırım. | Open Subtitles | آه، المخبر، كما تعلمون، بعد تفكير، وأعتقد أنك على حق. |
| Bu geri dönüp, duruşmaya çıkmaya istekli olduğun anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنك على استعداد لاتخاذ الداخل والمثول أمام المحكمة؟ |
| Yapma Bob, senin dindarlığına inanmamı istiyorsan önce beni haklı olduğuna ikna etmelisin. | Open Subtitles | هيا بوب , إذا كنت تريد مني الإنحياز لجانبك المقدس فيجب عليك إقناعي أنك على صواب |
| Ama bana gösterdiğin hiçbir şey beni böyle bir şeye hazır olduğuna ikna etmiyor. | Open Subtitles | لكن أنتي لم تريني أي شيء يقنعني أنك على استعداد لشيء كهذا |
| Şimdi de tek yapman gereken dışarıdaki askerleri haklı olduğuna ikna edene kadar hayatta kalmak. | Open Subtitles | كل ماعليك فعله الآن هو أن تنجوا لوقت أكثر لتقنع المجانين هناك أنك على حق |
| Tam normal olduğuna inanacaktım ki işi mahvettin. | Open Subtitles | كنت قد بدأت أظن أنك على ما يُرام، ولكنك أفسدت ذلك. |
| Hayatını sonlandırmaya hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أنت متأكد أنك على استعداد لإنهاء حياتها؟ |
| Takım elbisemin içine etmene bir tetik uzakta olduğuna göre, bir an önce bitirsem iyi olur. | Open Subtitles | بما أنك على وشك إفساد بدلتي فقد أنهيها على أيّ حال |
| Danny, iyi olduğuna emin misin sen? | Open Subtitles | داني هل أنت واثق أنك على مايرام ؟ |
| Bebeğim, iyi olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | ياحبيبتى سوف أتأكد أنك على خير ما يرام |
| Hatalı olduğunuzu keşfetmek neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu. | TED | معرفة أنك على خطأ هي الطريقة الوحيدة لمعرفة ما هو صحيح. |
| Hayatta olduğunuzu ve aynı şehirde yaşadığımızı öğrendim. | Open Subtitles | عندما أكتشفت أنك على قيد الحياة وكلانا يعيش بنفس المدينة |
| Biriminizle ilgili olduğu için dava hakkındaki her şeyden haberdar olduğunuzu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت أنك على علم بكل شيء في هذه القضية بما انها مرتبطة بمكتبك |
| Eğer haklıysan özellikle de sen haklıysan bile neden kendi ülkesini bırakıp buraya gelsin ki? | Open Subtitles | --بفرض أنك على صواب --وخاصة إن كنت على صواب لماذا يترك بلده ويأتي هنا؟ |
| Düşündüm de sen haklısın. | Open Subtitles | لقد فكرت بالأمر ، و أعتقد أنك على حق |
| Düşündüm de sen haklısın. | Open Subtitles | أعتقد أنك على حق. |
| Gemide olduğun sürece vazgeçmeyecekler. | Open Subtitles | حتى لو أننا خرجنا من هنا.فطالما أنك على السطح فهم بالتأكيد لن يستسلموا |