| Yatılı İsveçli dadı dediler ama ben senin resimlerinde gördüğümü sandım. | Open Subtitles | قالوا انها كانت سويدية الجنسية ولكن اعتقد أنني رأيت في صورك |
| Sonunda kendi kızımı 5 cm boyunda, bir kavanozda gördüğümü sandım. | Open Subtitles | حتى أنني تخيلت أنني رأيت ابنتي قزمة ومحبوسة بداخل جرّة حشرات |
| Sosyal hizmetli. Sanırım bir barınakta görüldüğüyle ilgili bir ipucu görmüştüm. | Open Subtitles | عاملة خدمات اجتماعية أعتقد أنني رأيت معلومة عن كونها في الملجأ |
| Parıltı gibi bir şey gördüm sanki. | Open Subtitles | ما الأمر ؟ لا شيء أعتقدت أنني رأيت لمحةً لشيء ما |
| Biraz da benim hatamdı. Dışarıda Graham bisküvisi gördüm sandım. | Open Subtitles | كان هذا نصف خطأي, ظننت أنني رأيت بسكويت بالخارج |
| Böyle bir durgunluk gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني رأيت من قبل مثل هذا الهدوء |
| Hayatımda hiç bu kadar korkan birisini görmedim, sanırım. | Open Subtitles | لا أظن أنني رأيت ما هو أكثر إخافة من هذا في حياتي |
| MR'da bir şey gördüğümü biliyor. Ona göre bir tahminde bulundu. | Open Subtitles | عرف أنني رأيت شيئاً بصورة الرنين لذا فتوصل إلى أن هناك شئ و خمن |
| Sonunda kendi kızımı 5 cm boyunda, bir kavanozda gördüğümü sandım. | Open Subtitles | حتى أنني تخيلت أنني رأيت ابنتي قزمة ومحبوسة بداخل جرّة حشرات |
| Valizimi otobüsten çıkaran bir adam gördüğümü sandım. | Open Subtitles | ظننت أنني رأيت رجل يسرق حقيبتي من الحافلة |
| Biliyor musun, sen aşağıdayken, bir balina gördüğümü sandım. | Open Subtitles | تعلم، عندما نزلت لأسفل حسبت أنني رأيت حوتاً |
| Park yerinde eski bir tekerlek görmüştüm. | Open Subtitles | وصخور وسحالي وأعتقد أنني رأيت إطاراً قديماً في مكان لوقوف |
| Bir kez böyle bir kabus görmüştüm. | Open Subtitles | هل تعلموا؟ أظن أنني رأيت كابوساً كهذه المرة |
| Emin değilim ama sanırım erkek arkadaşımın bir oyun dergisinde senin resmini görmüştüm. | Open Subtitles | لمأكنمتأكدة، لكني أظن أنني رأيت صورتك في مجلة صديقي لألعاب الفيديو |
| Garajda biraz gördüm sanki. | Open Subtitles | اعتقد أنني رأيت واحداً في الجراج |
| Birinde bira gördüm sanki. | Open Subtitles | ظننت أنني رأيت شخصاً مع جعة |
| Bir kedi gördüm sanki. | Open Subtitles | ظننت أنني رأيت قطة. |
| Biraz su almak için kalktım ve ön bahçemizde duran bir adam gördüm sandım. | Open Subtitles | نهضتُ لأحضر كوبًا من المياه وخُيَّل إليّ أنني رأيت رجلًا يقف في باحتنا الأمامية. |
| Bir an için onun elini gördüm sandım. | Open Subtitles | تذكرت عندما وجدت تلك المرأة تحت الجليد؟ ظننت أنني رأيت اعتقدت أني رأيت يدها |
| Birini gördüm sandım. | Open Subtitles | - اظن أنني رأيت صديق قديم، هذا ما في الأمر - |
| Şuradaki kurutulmuş etleri daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أذكر أنني رأيت أكياس لحم البقر المجفّف هنا سابقاً |
| Böyle bir şeyi daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنني رأيت أحد يفعل ذلك من قبل |
| Bunu okul broşüründe gördüğümü hatırlamıyorum, JB. | Open Subtitles | لا أتذكر أنني رأيت (ذلك في دليل الجامعي يا، (جي بي |
| Hayatımda hiç bu kadar korkan birisini görmedim, sanırım. | Open Subtitles | لا أظن أنني رأيت ما هو أكثر إخافة من هذا في حياتي |
| Ayrıca ona, yatağın senin kısmında hızla koşan bir şey gördüğümü söyle. | Open Subtitles | أوه، وأخبره أنني رأيت إنطلاق شيءاً على جانبك من السرير. |