| - Hakkında bir şeyler duymuştum. | Open Subtitles | وودي بويد أذكر أنني سمعت شيئاً عنك من قبل |
| sen görünmeden önce geldiğini anlamıştım kalp atışlarını duymuştum. | Open Subtitles | لقد تحسست وجودك مبكراً لأنني إعتقدت أنني سمعت ضربات قلبك. |
| Bilmeni istiyorum ki, söylediğin her şeyi dinledim senin ihtiyaçlarına saygı duyuyorum ve kendini güvende ve mutlu hissetmen için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنني سمعت كل شيء قلته وأنا أحترم احتياجاتك وسأفعل أي شيء لأجعلك تشعل بالأمان والسعادة |
| Bir arabanın geldiğini duyuyorum. | Open Subtitles | أنتم، أعتقد أنني سمعت سيارة قادمة |
| Çok bir şey hatırlamıyorum, sadece otomatik bir silah sesi. | Open Subtitles | لا أتذكر الكثير لكنني متأكد من أنني سمعت رصاص الرشاش |
| Efendim, denizaltı sessiz gittiği an, bir şarkı duyduğumu sandım, | Open Subtitles | في اللحظة التي اختفى فيها صوت تلك الغواصة و ظننت أنني سمعت غناء |
| - Neden bu şakayı daha önce duymuşum gibi geliyor bana? | Open Subtitles | -لماذا يخيّل لي أنني سمعت هذه النكتة سابقاً؟ |
| Bir şey duyduğuma eminim. Biri suya düştü. | Open Subtitles | أنا على يقين أنني سمعت شخصاً يقفز في البحر |
| Çünkü taştan kan çıkamayacağını duymuştum. | Open Subtitles | لأنه، كما تعرف، أنني سمعت أنت الدم لايخرج من الحجر هذا مضحك. |
| Yüce Tanrım! Bir şey duymuştum, | Open Subtitles | يا إلهي, كنت أعلم أنني سمعت شيئا |
| Ama biri beş sent değil. Galiba bunu daha önce duymuştum. | Open Subtitles | ،أظن أنني سمعت هذا من قبل ما هما؟ |
| ! Babamın onlardan bahsettiğini duymuştum. | Open Subtitles | أظنّ أنني سمعت الملك يتحدث عنه من قبل |
| Ancak bunu başkalarından duymuştum kulağa pek hoş gelmiyor ama, ikimizinde birbirimizi saydığımız bir ilişkimiz var. | Open Subtitles | إلا أنني سمعت أن بعض الناس وجدو... . اعذريني لوبدا ذلك فضاً نوعاً ما |
| Galiba annenin çağırdığını duyuyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني سمعت الأم تنادينا |
| - İlk defa duyuyorum bu hikayeyi. | Open Subtitles | - أنا لا أعتقد أنني سمعت تلك القصة. |
| Hatta bazı insanların Earl Ragnar iyice Earl Haraldson olmaya başladı dediklerini duyuyorum. | Open Subtitles | حتى أنني سمعت بعض الناس يقولون أن الإيرل (راجنر) أصبح كالإيرل (هارلدسون). |
| Konuşurken arkada kumar makinesi sesi duyduğuma eminim ama. | Open Subtitles | ولكن أنا متأكد من أنني سمعت ماكينات القمار في الخلفية |
| Eğer bu adam robot değilse, metal sesi duyduğuma eminim. | Open Subtitles | إلا إذا كان هذا المتأنق روبوت، متأكد من أنني سمعت المعادن. |
| Dün gece, birşey duyduğumu sandım, şarkı söyleyen bir kadın gibi. | Open Subtitles | ومن ثم الليلة الماضية ظننت أنني سمعت شيئاً مثل ، امرأة تغني |
| O ismi, daha önce duyduğumu hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر أنني سمعت هذا الإسم من قبل أبداً |
| Sanki önceden duymuşum gibi. | Open Subtitles | كما لو أنني سمعت به قبلًا. |
| -Bir şey duyduğuma eminim. | Open Subtitles | ،، (تشارلي). متأكد أنني سمعت أحد ما. |