| Bu defa, dönmeden önce onu orada ne kadar tutmalıyım? | Open Subtitles | هذه المرة ، كم المدة التي عليَّ أن أبقيه فيها هنا قبل أن يتمكن من العودة ؟ |
| Bir müzik grubum var ve kızları mutlu etmek için saçlarımı uzun tutmalıyım. | Open Subtitles | ...لأنني في فرقة أنت تعلم عليا أن أبقيه طويل وهذا لكي تبقى المعجبات سعيدات |
| Onu sabit tutmalıyım ve nefes almasını sağlamalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أبقيه راسخاً وأبقي رئته منفوخة |
| Burada güzel ve sessiz bir toplumumuz var ve ben de güzel ve sessiz tutmaya kararlıyım. | Open Subtitles | لدينا مجتمع شاطئي هادء وجميل هنا وأنا أريد أن أبقيه هادء وجميل |
| Onu tekerlekli sandalyede tutmaya çalıştım fakat durdurmak çok zordu. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أبقيه على الكرسي لامتحرك لكنه كان صارم في إيقافي |
| tamam,onu canlı tutmalıyım. | Open Subtitles | مفهوم؟ يجب أن أبقيه على قيد الحياة. |
| Onu ilgili tutmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أبقيه مهتماً |
| Keyfinin yerinde olmadığı kesin. Bu şekilde tutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنّه غير سعيد سأحاول أن أبقيه كذلك |
| Saldırı değildi. Sadece onu burada tutmaya çalıştım. | Open Subtitles | لم يكن بالأصطدام بل كنت أحاول أن أبقيه هنا |
| Onu bıçaktan uzak tutmaya çalışıyordum, hepsi bu. | Open Subtitles | أردت أن أبقيه بعيداً عنها هذا كل ما جرى |
| Ve ben de bu toplumu güzel ve sessiz tutmaya kararlıyım. | Open Subtitles | وأنا أريد أن أبقيه هادء وجميل |
| ben karşılarım, Sam. Makul bir düzeyde tutmaya çalışırım. | Open Subtitles | سأحاول أن أبقيه شيئا معقولا |