| Eğer çok açsanız, sizi lokantaya götürebilirim. | Open Subtitles | لكن أستطيع أن أخذك إلى مطعم هنا إذا كنت جائعة كفاية. |
| Seni projenin ne aşamada olduğunu görebileceğin bir yere götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخذك لمكان, لأريك --العمل فى تقدم كما ترى |
| Aslında, seni yarın harika bir özel hastaneye götürmek istiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أريد أن أخذك غداّ إلى مستشفى خاص رائع |
| Seni anayoldan öteye götüremem. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أخذك أكثر من ذلك على الطريق الرئيسي |
| Belki de tutuklamayı engellediğin için seni şehir merkezine götürmeliyim. | Open Subtitles | لربما علي أن أخذك إلى قسم الشرطة بتهمة عرقلة الاعتقال |
| Dinleyin. Sizi vücut parçalarının olduğu odaya götürebilirim. | Open Subtitles | أصغي إلي، أستطيع أن أخذك إلى غرفة بها أعضاء أجسام |
| Eğer bilgisayar kullanman gerekiyorsa seni kütüphaneye götürebilirim tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي ان كنت بحاجة لإستخدام كمبيوتر يمكنني أن أخذك للمكتبة اتفقنا؟ |
| Çünkü annene seni ben götürebilirim. | Open Subtitles | هذا رائع لأن أتعلمين ماذا فى الواقع أنا يمكننى أن أخذك لأمك |
| Sizi oraya götürebilirim ama önce beni buradan çıkarmalısınız. | Open Subtitles | يمكني أن أخذك الى هناك ولكن سيكون عليكِ اخراجي من هنا أولا |
| Sizi muhtara götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخذك إلى رئيس العمال |
| Bana verilen emir, Hazretlerini ne pahasına olursa olsun sınıra götürmek. | Open Subtitles | أوامري أن أخذك إلى الحدود بأي وسيلة ضرورية |
| Bacağın iyileştiğinde seni dansa götürmek isterim. | Open Subtitles | أتعلمين، عندما يشفى هذا الشيئ، أود أن أخذك للرقص. |
| Bir gün operaya gitmek istersen seni götürmek isterim. | Open Subtitles | إذا كنت تُريد الذهاب إلى حفلة الأوبرا، سأحب أن أخذك معي. |
| Bizi takip edenler varsa sizi kampa götüremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخذك إلى المعسكر إذ كان هناك أشخاص يلاحقوننا |
| Bak, ben seni eve götüremem. | Open Subtitles | ...... أنظري ، أنا أنا لا أستطيع أن أخذك إلي بيتي |
| Hayır, olmaz. Seni hastaneye götüremem. | Open Subtitles | لا,لا,لا يمكنني أن أخذك للمشفى |
| Sana göstermem gereken birşey var, ama bunun için seni üs dışına çıkarmam gerek. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أريك لكنّي يجب أن أخذك من القاعدة له |
| İlk kez takıldığımız için seni güzel bir yere götürürüm diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا , كنت أفكر بأن هذه اول مره نخرج سويا أن أخذك الى مكان لطيف |
| Kutlama için seni dışarıya çıkarabilir miyim diye aradım. | Open Subtitles | أردت أن أعلم إذا كان بالإمكان أن أخذك لمكان ما للإحتفال |
| - Onu bulmamız gerek Karl. - Seni götürmeliyim. Kaynaklarımızı tükettik, anlıyor musun? | Open Subtitles | علينا العثور عليهم, كارل _ إنظرى, انا أريد أن أخذك بعيد عنهم, هل تفهمينى ؟ |
| Bunu gözlemleyip laboratuvara götürmeliyim ama bu tedaviyi ayda bir kereden fazla kullanman gerekeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | يجب أن أخذك مُباشرة إليالمعمل... وأيضاً أعتقد أنكَ لم تعد تريد علاج لمدة شهر. |
| - Onu bulmamız gerek Karl. - Seni götürmeliyim. Kaynaklarımızı tükettik, anlıyor musun? | Open Subtitles | علينا العثور عليهم, كارل _ إنظرى, انا أريد أن أخذك بعيد عنهم, هل تفهمينى ؟ |