| Eğer sorun olmazsa... benim... kontrol etmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لو لم يكن هناك مانع هناك حالة أريد أن أطمئن عليها |
| Özür dilerim kontrol etmem gereken bir hastam var. Az sonra dönerim. | Open Subtitles | أعتذر , لديّ لدي مريض عَلَيّ أن أطمئن عليه |
| İyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أريد أن أطمئن عليك بعد ضربتك ذائعة الصيت |
| Böyle sürpriz yaptığım için üzgünüm. Sadece babamı kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | . آسف لمفاجئتك . أنا أردت فقط أن أطمئن على والدي |
| Neyse, sponsorun seni kontrol etmemi istedi çünkü ikimiz de sağlığın konusunda endişeleniyoruz. | Open Subtitles | أي شخص نريده على الأنترنت؟ على كل حال، مُموَلِك طلب مني أن أطمئن عليك لأنه، حسنا، نحن قلقون على صحتك. |
| İyi olduğunu bilmek istiyorum. Ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أطمئن عليكِ، أريد أن أعرف ماذا حصل، هذا كل ما في الأمر. |
| Morgana, özür dilerim. İyi olduğuna emin olmam gerekirdi. | Open Subtitles | ْ ( مورغانا ) , آسف , توجب أن أطمئن عليكِ ؟ |
| - Gidip bir kontrol edeyim. - Niye benim gitmeme izin vermiyorsun? | Open Subtitles | ـ ربما من الأفضل أن أطمئن عليهم ـ دعني أنا أذهب |
| Nasıl olduğunu görmek istedim biliyorsun babam patronunla çıkıyor ve bunun gibi şeyler işte. | Open Subtitles | أردت أن أطمئن عليك حول مواعدة أبى لرئيستك |
| Nasıl olduğunuzu görmek istedim lordum ve bundan biraz istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | أردت أن أطمئن عليك يا سيدي وظننت أنك قد تود بعضاً من هذا |
| Çok kalamayacağım. Sadece iyi olup olmadığına bakmak istedim. | Open Subtitles | أنا حقاً لايمكنني البقاء طويلاً فقط أردت أن أطمئن عليك |
| Çocuklarımı kontrol etmem gerekiyor. | Open Subtitles | اريد أن أطمئن على أولادي |
| Hastamı kontrol etmem lazım. | Open Subtitles | علي أن أطمئن على مريضي. |
| Bu çok normaldir. Sadece sizi kontrol etmek istedim. Sizin konuştuğunuzdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | إنّه طبيعيّ, أردتُ أن أطمئن عليكم وحسب, وأتأكد من أنّكم تتكلّمون, لتجدوا طريقة لتعديل ما إستجدّ من أمركم. |
| Onunla kahve içmek için buluşmuştum, çünkü aranızın iyi olduğundan emin olmak istedim ve böyle bir şey yapacağını asla düşünmezdim. | Open Subtitles | لقد كنت أتناول القهوة معه، لأنّني أردت أن أطمئن على علاقتكما معاً ولم أعتقد أبداً بأنّه قد يفعل ذلك |
| İnşaatla ilgili birkaç işim vardı seni bir kontrol etmek istedim. | Open Subtitles | لديّ بعض الأمور عليّ فعلها مع البناء، وأردت أن أطمئن عليكِ. |
| Ondan hiç şüphelenmemiştim, sadece kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | لم أشكّ بها قط، أردتُ فقط أن أطمئن عليها |
| Marshall seni kontrol etmemi istedi. Hayaletli odada tek başına korkarsın diye endişelenmiş. | Open Subtitles | (مارشال) أرادني أن أطمئن عليكِ كان قلقاً من أن تكوني خائفة وانتِ وحدك في غرفة الشبح |
| İyi olup olmadığını kontrol etmemi istemişti ! | Open Subtitles | -لقد طلب مني أن أطمئن عليكِ |
| Denise'e Tommy'nin iyi olduğunu kontrol edeceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت دينيس أن أطمئن على تومي |
| Ama iyi olduğuna emin olmak zorundaydım. | Open Subtitles | لكن. أردتُ أن أطمئن عليكِ. |
| Diğerlerini de bir kontrol edeyim, bana ihtiyaçları olabilir | Open Subtitles | يجب أن أطمئن على الناس إن إحتجت لأي شئ، فنادي علي |
| Nasıl olduğunu görebilmeliyim. | Open Subtitles | أنا من أحضرته إلى هنا يجب أن أطمئن عليه |
| Sadece nasıl olduğunuzu görmek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أطمئن على حالك |
| Sadece iyi olup olmadığına bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أطمئن عليها |