| Terhis edilmesinin nedeni... güya annesinin hasta olmasıymış. | Open Subtitles | تسريحه من البحؤية يفترض أنه بسبب أن أمه مريضة في البيت لمدة ثلاثة أيام |
| Ne yapmamı bekliyordun, üç yaşındaki çocuğa annesinin banka soymaktan on yıl hapse mahkum olduğunu söylememi mi? | Open Subtitles | أقول لطفل في الثالثة أن أمه تقضي عشر سنوات في السجن لسرقتها للبنوك؟ |
| Tek üzüntüm annesinin son eşimin burada olmaması. | Open Subtitles | أسفي الوحيد أن أمه زوجتي الراحلة ليست هنا |
| Otel müdürü anne ve babalarının yemek ve oda paralarını ve Stiletto'nun üç bölümünü izleme parasını ödemiş. | Open Subtitles | يقول مدير الفندق أن أمه وأبيه طلبوا أغذية وغرفة "ودفعوا لثلاث حلقات من "ستيلينو |
| Sanırım annesi izin vermedi. | Open Subtitles | هو لم يأتى أعتقد أن أمه رفضت |
| Annesi benim annemi mi ne tanıyormuş, onun gibi bir şey. | Open Subtitles | يبدو أن أمه تعرف أمي أو شيئ من هذا القبيل |
| annesinin onu ölürken izlemesi benim için daha anlamalı. | Open Subtitles | يعني الأمر الكثير لي أن أمه تشاهده و هو يموت |
| Yaşaması bir mucizeydi. annesinin bebeği battaniyeye sardığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | إنها لمعجزة لتنجو أذكر أن أمه وضعتها في بطانيته |
| annesinin buraya gelip onu aramamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا زلتُ لا أصدق أن أمه . لم تخرج للبحث عنه هنا |
| Ona annesinin öldüğünü söyleyene kadar tek kelime etmedi. | Open Subtitles | لم ينبس ببنت شفة، منذ أن أخبرته أن أمه ماتت. |
| Yani, her erkek, annesinin ona gay pornosu almak istediğini söyleyemez. Evet. | Open Subtitles | أعني، لا يستطيع أي فتى أن يقول أن أمه إستئجرت وبرغبتها فلم إباحي له |
| 6 yaşındaki oğluma annesinin kötü biri olduğunu gerçekten söyledin mi? | Open Subtitles | .. هل حقاً أخبرتِ إبني البالغ 6 أعوام .. أن أمه امرأة سيئة؟ |
| annesinin kömür avlamasıyla dalga geçtim. | Open Subtitles | أنا أسخر منه بسبب أن أمه كانت عاملة في منجم فحم |
| Açıkçası Leonard, annesinin seni onun eşi olmaya uygun görmeyeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | فمن الواضح أن لينورد قلق بشأن أن أمه لن توافق عليك كرفيقة له |
| Onca haftadır, Sam annesinin nasıl öldüğü hakkında yalanları sıralıyormuş, tüm bu zamanda ise kadın Howe's markette iş önlüğüyle konservelerin arasında çalışıyormuş. | Open Subtitles | طوال تلك الأسابيع ، كان "سام" يتحدث .. أن أمه ميّتة "وطوال ذلك الوقت ، كانت بسوق "هاوي .. ترتدي مئزر وترتّب المعلّبات |
| annesinin aslında büyükannesi olduğunu öğrendiğinden beri böyle. | Open Subtitles | مثل تلك المرة التي عندما إكتشف أن أمه هي جدته |
| Evet, David hâlâ annesinin bir çeşit efsanevi ölümsüzlüğü olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | ديفيد" يعتقد أن أمه" أنها خالده ، و هذا أمر رائع |
| Otel müdürü anne ve babalarının yemek ve oda paralarını ve Stiletto'nun üç bölümünü izleme parasını ödemiş. | Open Subtitles | يقول مدير الفندق أن أمه وأبيه طلبوا أغذية وغرفة "ودفعوا لثلاث حلقات من "ستيلينو |
| Ona anne ve baba boşanmış olsalar dahi hala ateşli maymun seksi yapmayı sevebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | ، أخبرته ، حتى أن أمه وأباه مطلقيّن "مازالا يستمتعان بــ "جنس القردّ الساخن |
| ...Filippo'ya anne ve babasının onu çok sevdiğini ve onu her zaman düşündüğümüzü söyleyin. | Open Subtitles | أخبروا (فيليبو) أن أمه ... وأبيهيحبانهللغاية... -وأننا نفكر فيه دائمـاً ... |
| Sanırım annesi izin vermedi. | Open Subtitles | أعتقد أن أمه رفضت |
| Annesi benim annemi ve beni öldürmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | من الجدير بالذكر أن أمه حاولت قتل أمي وقتلي. |