| Kolunu omzunda fazla tutuyorsun. İşleri daha mı kötüleştirmek istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تترك ذراعك لمدة طويلة، أتريد أن تزيد الوضع سوءاً؟ |
| Sen bilirsin. Sana yalvarmam, onlara yalvarmandan daha onur kırıcı. | Open Subtitles | هذا خيارك إذا أن تزيد من مهانتى أكثر مما فعلت |
| Sesini daha da yükseltebilirsek yükseltelim. | TED | يمكنك أن تزيد درجة ارتفاع الصّوت إن استطعت. |
| Aslında tasarruflar 30 milyar dolardan daha büyük olabilir, çünkü havale kanalları aynı zamanda yardım, ticaret ve yatırım amacıyla da kullanılmakta. | TED | يمكن أن تزيد المدخرات عن 30 مليار لأن أقنية التحويلات النقدية تستعمل أيضًا للمساعدات والتجارة ولأغراض الاستثمار |
| Hacmini yüz katına kadar hatta daha fazla büyütebilir. | TED | يمكنها أن تزيد مائة أضعاف في الحجم أو أكثر. |
| daha büyüyememelerinin sebebi, kan kaynaklarının olmaması. Dolayısıyla yeterince oksijen veya besin gelmiyor. | TED | و لا يمكن أن تزيد في الحجم عن هذا لأنه لا يصلها إمدادات دموية, فلا تصلها كمية كافية من الأكسجبن أو المغذيات. |
| Aslında ben bir özür bekliyordum, daha fazla olumsuz laf değil. | Open Subtitles | لأكون صادقاً كنت أتمنى منك الإعتذار لا أن تزيد المكر |
| Şu anda hissettiğimden daha da kötü hissettiremezsin. | Open Subtitles | لن يمكنك أن تزيد من سخطي على الأمر أكثر مما أشعر به |
| Offff. daha fazla engel olmadan önce bu işi hemen çözümleyeceğim. | Open Subtitles | ياإلهي , قبل أن تزيد من الامور سوءا سأذهب لأصلح وأوضح كل شيء قبل فوات الأوان, |
| Suyun daha fazla basıncı yok mu? | Open Subtitles | ألا يمكن أن تزيد ضغط المياه أكثر من ذلك؟ |
| Konuklarım geldiğinde dışarıyı korumak için ve onları karşılamak için daha fazla adama ihtiyacım var. | Open Subtitles | و الآن أريدك أن تزيد من الحراسة بالخارج ليرحبوا بالزوار حين يصلوا |
| Biraz daha fazla dudak parlatıcısı kullanmalısın. | Open Subtitles | يمكنك أن تزيد من ملمع الشفاه قليلا لكن أجل أنت جميل جدا |
| İşler daha fazla sarpa sarmadan, bir seçim yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum, Tim. | Open Subtitles | أشعر أن علي التقرير قبل أن تزيد الأمور فوضوية مما هي عليه |
| Biraz daha ardıç eklesek fena olmaz sanki. | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه يجب أن تزيد العرعر قليلاً؟ |
| Zaten mahvolmuş hayatını neden daha da mahvetmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريد أن تزيد حياتك سوءاً، وتفسد كل شيء؟ |
| Öyleyse seçim senin. Sana yalvarmak benim için, senin onlara yalvarmandan daha onur kırıcı. | Open Subtitles | هذا خيارك إذا أن تزيد من مهانتى أكثر مما فعلت |
| - daha kötü hale gelmesini istemiyorum. - Anladım. Ağzımı kapattım. | Open Subtitles | لا أريدك أن تزيد الطين بله فهمت، شفتي مغلقه |
| bilirsin iste, bu teklif icin muzigin sesini , daha da attirmaniz lazim,cunki duyamiyorum. | Open Subtitles | أتعرف ، يجب أن تزيد من سعة هذا العرض عزيزي ، لأنه لايمكني سماعه |
| Yani, ya muayenehaneye bir çalışan daha geliyor ya da ben gidiyorum. | Open Subtitles | لذا إما أن تزيد من موظفي المكاتب أو يتم إستبدالي |
| Gecenin daha kötü gidemeyeceğini düşünüyordum tam da. | Open Subtitles | تمامًا حين خِلت أن ليلتي لا يمكن أن تزيد سوءًا عن حالها. |