| Kadınlara vurmayı çok seviyorsan neden bana vurmuyorsun? | Open Subtitles | أنت تُحب أن تضرب النساء كثيراً لماذا لا تضربني ؟ |
| Kes artık ayağını yere vurmayı! Neden... | Open Subtitles | لماذا يجب أن تضرب رجلك في الأرض؟ |
| Çocuklarda bir etki bırakmak istiyorsan acıyan yerlerine vurmalısın. | Open Subtitles | ظننت, أنه إذا أردت أن تثير إعجاب أحدهم عليك أن تضرب الطفل في موضع آلامه |
| Çok zaman alacak. Daha sert vurmalısın! | Open Subtitles | سيستغرق الكثير من الوقت، يجب أن تضرب بشكل أقوى! |
| Çünkü kimi zaman takımın kaybeder ve çıkışta hakemi dövmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | لأنه في بعض الأحيان فريقك يخسر. و عليك أيضا أن تضرب المرجع. |
| Çok sert vurmak zorunda değildin. Hiç tereddüt bile etmediğini fark ettim. | Open Subtitles | لم يكن يفترض أن تضرب بهذه القوة بخلاف أنه لم يتردد أصلا |
| Şuradaki koca oğlanı yenebileceğini sanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه في إمكانك أن تضرب هذا الفتى الضخم هناك؟ |
| - Hiç sana geri vuran bir şeye vurmayı düşündün mü? | Open Subtitles | -هل فكرت يوماً أن تضرب شيئاً ممكن أن يرد الضربة إليك ؟ |
| Neden daha sert vurmayı denemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تحاول أن تضرب بشكل أقوى؟ |
| vurmayı çok sever. | Open Subtitles | إنها تحب أن تضرب |
| "Daha da güçlü vurmalısın" | Open Subtitles | سيكون عليك أن تضرب في مستوى أعلى |
| Topa vurmalısın. | Open Subtitles | من المفترض أن تضرب الكرة. |
| Pekâlâ, bu gayet iyiydi, Pip. Ancak topla karşı takımdakileri vurmalısın. | Open Subtitles | حسناً، كانت ضربة رائعة يا (بيب)، لكن يُفترض بك أن تضرب الأولاد من الفريق الآخر |
| Papazın oğlunu dövmek yapabileceğin en kötü şeydi. | Open Subtitles | ذلك كان أسوأ شئ ممكن عمله أن تضرب ابن القسيس. |
| Bir çocuğu dövmek onu büyütmekten kolaydır. Aşkın bedeli vardır. | Open Subtitles | أن تضرب الطفل أكثر من أن تربيه الحب مُـكّـلـف, يتطلب جهد وعمل |
| Yanındaki genç bayanı dövmek hoşuna mı gidiyor? Buradaki herkes bunu biliyor. | Open Subtitles | تحبّ أن تضرب تلك الشابّة وكلّ شخص هنا يعرف ذلك |
| Önce şu yarığı vurmak daha iyi. | Open Subtitles | مهلا، كروب، لابد أن تضرب ذلك من المرة الأولى |
| Sorun o değil, birisinin başına metal bir boruyla vurmak kötü bir şeydir. | Open Subtitles | ضربك له بقوة ليس ذلك هو المهم ، من الخطر أن تضرب الناس على رؤسهم بإنبوب معدني |
| Aynı zamanda, Atlantik'te Maine'i vurmak üzere olan bir fırtına var. | Open Subtitles | أيضا هناك عاصفة في المحيط الأطلسي على وشك أن تضرب سواحل ولاية مين |
| Sistemi yenebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنه يمكنك أن تضرب النظام؟ |
| Sistemi yenebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنه يمكنك أن تضرب النظام؟ |