| Yasalar açısından Fleming'i suçlayamazsın. | Open Subtitles | هذا هو القانون، لا تستطيع أن تلوم فلامينغ قانونياً |
| Jesse, Schneider'a olanlar yüzünden kendini suçlayamazsın. | Open Subtitles | جيسي، أنت لا تستطيع أن تلوم نفسك على ما حدث لشنايدر |
| Onu iyileştiremediğin için kendini suçlayamazsın, Cooper. | Open Subtitles | كوبر، لا يمكنك أن تلوم نفسك لأنك لا تستطيع أن تجعلها تتحسن |
| Denediğim için suçlama, ha? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلوم أحد فقط للمحاولة أليس كذلك ؟ |
| Her şeye rağmen kontrol edemediğin tek şey kendini suçlama istediğin. | Open Subtitles | الشيء الواحد الذي كان لديك بكل تأكيد عدم السيطرة المطلقة هذا ما يجب أن تلوم نفسك عليه |
| Şu küçük çocuğu suçlamalısın. Herşeyi o başlattı. | Open Subtitles | يجب أن تلوم ذلك الطفل الصغير هو من بدأ بالأمر كله |
| Öyleyse onun başına gelenler için Kahin'i suçlayabilirsin. | Open Subtitles | حسناً , لذا يمكن أن تلوم الأوراكل إن حدث لها أي شيء مأساوي |
| Kocamı suçlamamalısınız efendim. Kıyafetleri ben verdim. | Open Subtitles | لا يجب أن تلوم زوجى يا سيدى لقد كنت أنا من أعطيته الملابس |
| Her şey için ekonomiyi suçlayamazsın, bok çuvalı. | Open Subtitles | لا يمكن أن تلوم الإقتصاد على كل شيء، أيها الأبله |
| "Başkalarının başına gelenler için kendini suçlayamazsın" derler ya, bu kez kendini suçlayabilirsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تلوم نفسكَ لما يحصل للأخرين لكن لهذه المرة يمكنكَ قول ذلك فعلاً |
| Bir aslanı, aslan olduğu için suçlayamazsın değil mi, Will? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلوم الأسد لكونه أسد, أليس كذالك, ويل ؟ |
| Onu suçlayamazsın. Yani, bel ağrım var ya birilerini yumruklatmak istiyor bana. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلوم الرجل ألم أسفل ظهري يجعلني أريد أن ألكم أحدهم |
| Ve, bir kovboyu çitten nefret ettiği için asla suçlayamazsın. | Open Subtitles | ولهذا لا يمكن في يوم من الأيام أن تلوم هؤلاء رعـُـاة البقر في كـُـرههم للسياج |
| Her şey için kendini suçlayamazsın. | Open Subtitles | .لايمكنك أن تلوم نفسك على كل شيء |
| İnsanı zekası yüzünden suçlayamazsın. | Open Subtitles | ...حسنا لا يمكنك أن تلوم رجلاً على ذكائه |
| Kendinden başka kimseyi suçlama. | Open Subtitles | أردنا ان نجعلكَ تعرف إنكَ لا يمكن أن تلوم إلا نفسكَ |
| Ve bu saatten sonra ne olursa olsun ya da bu geceden sonra, kendini sakın suçlama. | Open Subtitles | ولا يهم ما يحدث الآن، أو الليلة، فقط لا أريدك أن تلوم نفسك. |
| Hayır. Kendini suçlama, Peder. | Open Subtitles | لا ، لا يجب أن تلوم نفسك ايها الكاهن |
| - Kendini suçlama. - Tabii ki hayır. | Open Subtitles | حبيبي, لا يمكنك أن تلوم نفسك - بالطبع لا - |
| Yaptıklarından ötürü kendini suçlama. | Open Subtitles | ما فعلته، لا ينبغي عليك أن تلوم نفسك |
| O canavar gerçekten de yeryüzüne çıktıysa bu yüzden oğlunu suçlamalısın, beni değil. | Open Subtitles | إن كان ذلك الوحش قد عاد إلى الصورة فعليك أن تلوم ابنك، لا أنا |
| Evet, ama kendinizi suçlamamalısınız. | Open Subtitles | نعم، لكن ليس عليك أن تلوم نفسك |