| - Anlıyorum ama neden ona bu Şükran Günü'nün farklı olacağını göstermiyoruz. | Open Subtitles | لمَ لانبيّن لها أن عيد الشكر هذا سيكون مختلفاً؟ |
| Görünüşe göre küçük Şükran Günü yemeği büyük bir soruna dönüştü. | Open Subtitles | يبدو أن عيد الشكر المصغّر سيجلب مشكلة أكبر |
| Galiba bu Şükran Günü pek istediğiniz gibi gitmedi | Open Subtitles | أعتقد أن عيد الشكر هذا لم يصبح كما أردنا |
| Tam da bu Şükran Günü'nün daha fazla sürprizli geçemeyeceğini düşünürken... | Open Subtitles | فقط عندما اعتقدت أن عيد الشكر هذا ..لا يمكن أن يقدم المزيد من المفاجآت |
| Şükran Günü sizin evde eğlenceli geçiyor olmalı. | Open Subtitles | و سجلت في فندق آخر لابد و أن عيد الشكر مُمتع في منزلك |
| Birbiriyle hiç görüşmeyen aileler için Şükran Günü'nün önemini anlıyorum ama bu grup hiç durmadan görüşüyor zaten. | Open Subtitles | أعلم أن عيد الشكر يوم هام للعوائل التي لا ترى بعضها البعض لكن هذه المجموعة معاً من دون توقف |
| Şükran Günü neredeyse geldi ve bu adamlardan hâlâ bir hareket yok. | Open Subtitles | أقصد أن عيد الشكر قد اقترب ولا إشارة من أي أحد من هؤلاء الشبان. |
| Şükran Günü iki hafta önceydi biliyor musun? | Open Subtitles | أكنت تعلم أن عيد الشكر منذ أسبوعين؟ |
| Sonra bana Şükran Günü'nün sadece zavallı yemek şirketlerinin ortaya attığı bir şey olduğunu ve aile bağlarını körelttiğini söyledi. | Open Subtitles | لذا بدأت في تلقين الصرّاف المسكين بشرحها أن عيد الشكر سوى حفلة تجارية منظم من طرف جهة الزراعة الغذائية، متنكرة هلى شكل شعور عائلي |
| Bunun yanında Şükran Günü bu yıl kalabalık olmayacak. | Open Subtitles | كما أن عيد الشكر ليس مهما هذا العام |