| Onun için yalan söylememizi de istemedi. | Open Subtitles | لذلك، هو حتى لم يطلب منا أن نكذب من أجله |
| Alison, fikrimizi söylemeye geldik, yalan söylememizi istiyorsun. | Open Subtitles | إننا هنا لنتكلم عمّ خضناها من آلام، وأنتِ تطلبين منا أن نكذب. |
| yalan söylememizi istiyorsun yani? | Open Subtitles | اذا انتي تريدين منا أن نكذب ؟ |
| Ama dinimin kötü yanı bu... yalan söyleyemeyiz. | Open Subtitles | ولكن الشئ المؤسف فى ديانتى أننا لا نستطيع أن نكذب |
| Polise yalan söyleyemeyiz. Kanıt olacaktır. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نكذب على الشرطة و هذا سيثبت لك صدقنا |
| Evet, ona daha fazla yalan söylemek istemedik. | Open Subtitles | أجل,لم نكن نريد أن نكذب عليه أكثر من ذلك. |
| Ve yaşımız hakkında da çok kolayca yalan söyleyebiliriz. | TED | ويمكننا أن نكذب على الإنترنت عن حقيقة عمرنا بمنتهى السهولة ايضاً. |
| Pamela konusunda annemize yalan söylememizi istiyorsun. | Open Subtitles | تريدنا أن نكذب على والدتنا بشأن (باميلا) |
| yalan söylememizi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | -أتريدنا أن نكذب إذن؟ |
| Artık eskilerde söylediğimiz gibi yalan söyleyemeyiz! | Open Subtitles | لا يمكننا أن نكذب كما إعتدنا أن نكذب |
| Dürüst olacağız. Size asla yalan söyleyemeyiz, Mel. | Open Subtitles | سأكون صريحاً، لا يمكننا أن نكذب عليك يا (ميل) |
| - Ama yalan söyleyemeyiz. | Open Subtitles | -ولكن لا نسطتيع أن نكذب . |
| Odamızda ucuz güneybatı yemeklerinle saklanmak yerine açıkça Reagan'la konuşsaydın sana yalan söylemek zorunda kalmazdık. | Open Subtitles | حسنا، لم نكون لنحتاج أن نكذب عليك إذا كنت فقط تتحدث مع ريغان بدلا من الأختباء في غرفتي مع طعامك الجنوب غربي الرخيص. |
| Kendimiz hakkında yalan söylemek zorunda mıyız? | Open Subtitles | أيجب علينا أن نكذب بشأن حقيقتنا؟ |
| Ama onların bize yalan söylediği gibi biz de onlara yalan söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لكن كما كذبوا علينا, يمكننا أن نكذب أيضاً. |
| Sokakta bulduk diye yalan söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنٌ ، بمقدورنا أن نكذب دائماً ونقول أننا وجدناه في الشارع |