"أن يترك" - Translation from Arabic to Turkish

    • bırakmadan
        
    • terk etmeden
        
    • bırakıp
        
    • ayrılabilir
        
    Ancak atlıya yaklaştığımda aniden kayboldu hem de hiçbir iz bırakmadan. Open Subtitles و عندما إقتربت كان الراكب قد إختفى دون أن يترك أثرا
    Babam ben yedi yaşımdayken bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Open Subtitles اختفى والدي عندما كنت في السابعة, دون أن يترك أثرا
    Neredeyse 200 insan öldürdü ve hiçbir iz bırakmadan tamamen kayboldu. Open Subtitles قتل 200 شخص تقريبا... واختفى فجأة من دون أن يترك أثراً
    George düğün günü Lemon'u terk etmeden önce Lavon'la Lemon ilişki yaşamıştı. Open Subtitles الذى كان فى علاقه غراميه مع ليمون قبل أن يترك جورج ليمون عند المذبح
    Bir kadını terk etmeden önce kafasından geçenleri daha iyi bilirsiniz. Open Subtitles ما يمر برأس رجل قبل أن يترك امرأة
    Adam İncili elinden bırakıp pis işi kendisi yapmalıydı. Open Subtitles يجب أن يترك الإنجيل، و يؤدي عمله القذر بنفسه
    Bir çocuk Dünya'ya geri dönmeden ayrılabilir. Open Subtitles يمكن للطفل أن يترك الأرض دون النظر إلى الوراء
    Ama bize bir mesaj bırakmadan çekip gitmez. Open Subtitles ولكنه ما كان ليرحل دون أن يترك لنا رسالة، علينا إيجادها فحسب
    Bir insan nasıl olur da üzerinde hiç bir iz bırakmadan cebine bir pusula koyabilir? Open Subtitles كيف يمكن لرجل أن يضع بوصلة بجيبه دون أن يترك أية بصمات عليها ؟
    Fakat yaklaştığımda atlı iz bırakmadan kayboldu. Open Subtitles و عندما إقتربت كان الراكب قد إختفى دون أن يترك أثرا
    Hiç iz bırakmadan kumda yürüyen bir yengeç gibi yumuşak olmaya çalış. Open Subtitles كسرطان بحرٍ يجري على الرّمل دون أن يترك أثراً
    Klasik arabalar hiçbir iz bırakmadan kilitli garajlardan çalınıyor. Open Subtitles السيارات الكلاسيكية و إختفائها من المرائب المقفلة دون أن يترك أثراً.
    Yemeğin iz bırakmadan gömleğini temizlemek isteyebilirsin. Open Subtitles ربما ترغبين ان تمحيه من قميصك قبل أن يترك عشائك بصمه مميزه
    Elbette, ama adamın hiç iz bırakmadan nasıl o odadan çıktığına açıklık getiremezsek bunun bize bir faydası olmaz. Open Subtitles ‫نعم، لكن هذا لا جدوى منه بدون تفسير ‫كيف خرج من الغرفة دون أن يترك أثر
    Wedding'de iz bırakmadan iş yapmak isteyen herkesin gittiği mafya oymuş. Open Subtitles اي شخص يريد ان يفعل الأعمال في ويدينق دون أن يترك إثباتات ورقية
    Kane binayı terk etmeden önce günü kendim kurtarman gerekirdi. Open Subtitles لكنت أنقذت اليوم بنفسي قبل أن يترك (كاين) البناية
    Elbette bu sizin davranışınızı soruşturmamda kolaylık sağlayacak çünkü işini iyi yapan bir polis kapıyı kilitlemeden bırakıp şahitin, kızının gözü önünde öldürülmesine izin vermiş olamaz. Open Subtitles وبطبيعة الحال، من شأن تحقيقي أن يجعل أفعالكِ أسهل بكثير لأنّ الشرطي الصالح، لا يمكن أن يترك الباب من غير إقفال ويتسبّب بقتل شاهد أمام ابنته
    Elbette bu sizin davranışınızı soruşturmamda kolaylık sağlayacak çünkü işini iyi yapan bir polis kapıyı kilitlemeden bırakıp şahitin, kızının gözü önünde öldürülmesine izin vermiş olamaz. Open Subtitles وبطبيعة الحال، من شأن تحقيقي أن يجعل أفعالكِ أسهل بكثير لأنّ الشرطي الصالح، لا يمكن أن يترك الباب من غير إقفال ويتسبّب بقتل شاهد أمام ابنته
    Octavio'yu dışarı koy. Deli'den ayrılabilir. Open Subtitles سأجعل ( اوكتفيو ) يحل محلها يمكنه أن يترك قسم الأطعمة الجاهزة
    Bu yerden istediği zaman ayrılabilir. Open Subtitles يمكنه أن يترك المكان متى أراد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more