| Eğer bu konuşmaya devam edeceksek şunu çok açık ifade etmeliyim: | Open Subtitles | أذا ما أردت أن نكمل محادثتنا فيجب أن أوضح لكِ شيئاً |
| Baylar, bir şeyi açıklayayım: Nil'in yukarsına hiç bir ordu göndermeyeceğim. | Open Subtitles | أيها النبلاء دعونى أوضح شيئا واحدا لن ارسل جيوشا أعالى النيل |
| Bu durumda bazı insanlar doğuştan yetenekli olduğunuzu ya da yeteneksiz olduğunuzu düşünür. Sanki Mary Anderson dünyayı daha net görmeye doğuştan yetenekli gibidir. | TED | يعتقد البعض أنه إما أن تولدوا بهذه القدرة أَوْ لاَ، وإذا كانت ماري أندرسون قد ولدت مزودة برؤية أوضح للعالم. |
| Size bu probleme nasıl yaklaşacağımı açıklamama izin verin. | TED | دعوني أوضح لكم كيف سأحاول حل هذه المشكلة |
| Bir süredir çıkıyor ve ne yaptığımı sana açıklamak zorunda değilim. | Open Subtitles | خرجنا سوية ,عدة مرات لا احتاج أن أوضح شيء عني لك |
| Teklifimi zayıflık belirtisi olarak algılamış olabilirsin onun için sana iyice anlatayım. | Open Subtitles | ربما فهمتى أن عرضى دلالة على ضعف لذا دعينى أوضح الأمر تماماً |
| Bu araçlar parazitin aslında ne kadar da karmaşık olduğunun daha açık bir görüntüsünü veriyor. | TED | هذه الأدوات مدّتنا برؤية أوضح عن مقدار التعقيد في الطفيلي حقيقةً. |
| Daha açık olayım: Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum. | TED | دعوني أوضح ذلك: أنا لا أحاول تثبيطك عن التقاط الصور. |
| açık açık söyleyeyim. Johnny asla o filimde rol almayacak! | Open Subtitles | دعنى أوضح الأمر لك و لصديقك أيا ما كان جونى فونتاين لن يحصل على ذلك الدور أبدا |
| Bak, 12 yaşında bir çocuk gibisin, sana bazı şeyleri açıklayayım. | Open Subtitles | أنظر يا بني تبدو كأنك فى الثانية عشر من عمرك لذا دعني أوضح لك شيء |
| İşime ne yararsa onu kullanacağım. Senin için durumu biraz açıklayayım. | Open Subtitles | سأفعل أى شىء يمكن أن ينجح دعنى أوضح الصورة لك |
| Reçeteli ilaçlar, fiyatlarını düşüreceğim. Size bir şey açıklayayım. | Open Subtitles | وصفات ألأدوية مرتفعة , أنا سأنزل ألأسعار إتركوني أوضح شيئ أخر |
| Bu 75 yıllık araştırmadan aldığımız en net mesaj şudur: İyi ilişkiler bizi daha mutlu ve daha sağlıklı tutar. | TED | أوضح رسالة نحصل عليها من هذه الدراسة الممتدة 75 عاما: العلاقات الجيدة تجعلنا أكثر سعادة وأكثر صحة. |
| Kadınların nasıl işlediğini anlamak için daha net bir bakışa ihtiyacımız var. | TED | ولذا فإننا بحاجة إلى فهم أوضح لكيفيّة عمل جسم الأنثى. |
| Hayır. İnkar etmeyeceğim. açıklamama izin verir misiniz? | Open Subtitles | لا، لن أنكر ذلك إن تركتني أوضح الأمر فحسب |
| Ve bunun nedenini size bazı favori bulut türlerimi göstererek açıklamak istiyorum. | TED | وأود أن أوضح لكم السبب بمساعدة بعض أنواعي المفضلة من السحب. |
| Bunu şu şekilde anlatayım, eğer sadece Hollandaca bilen ve kansere karşı tedavisi elinde olan biri ile tanışsam, onu Britanya Üniversitesi'ne girmekten alıkoyar mıyım? | TED | دعوني أوضح بطريقة أخرى إذا قابلت شخص ما يتحدث الهولندية فقط ولديه علاج للسرطان هل سأوقفه من دخول جامعتي الإنجليزية؟ |
| Şunu açıklığa kavuşturayım. Biz ezeli düşmanız. Ateşkes ilan etmeyiz. | Open Subtitles | دعني أوضح هذا نحن أعداء هالكين , لا فترات أستراحة |
| Ve şu ana kadar belli etmediysem söyleyeyim, seni böyle seviyorum. | Open Subtitles | وإن كنت لم أوضح هذا بعد، فأنا أحب ما أنت عليه. |
| Bu gerçeklerin aşikâr olduğunu kabul ettim, ama açıkça söylemeliyim: Darmadağınım. | TED | أنا أؤمن بأن هذه الحقائق بديهية، ولكن دعوني أوضح: أنا في حالة من الفوضى. |
| Kanunu temsil edenler için önemli olmalı ama şu durumda, onlar için en önemli şeyin bu olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أوضح إلى أولئك الذين يمثلون ,القانون، ينبغي أن يهم ذلك ,لكن في هذه الحالة، في هذه المرحلة من الوقت |
| Dave, sana banka hesabını açıklayamam. Diğer şeyleri açıklayabilirim. | Open Subtitles | ديف ، لا أستطيع أن أوضح أمر الحساب المصرفى و لكن يمكننى أن أوضح بقية الأمور |
| Şuna açıklık getireyim hâlâ benim korumam altında olacaksınız ama ben yokken onun emirlerine benimmiş gibi uyacaksınız. | Open Subtitles | دعوني أوضح كلامي، ما زلتم تحت حمايتي، لكن في غيابي، ستنفذون أوامره كأنّها منّي. |
| Fakat bu muhabbetin hatırına, izin ver de sana birşey göstereyim. | Open Subtitles | لكن إكراماً لهذه المناقشة اسمح لى فقط أن أوضح لك الصورة |
| Bay Fischer, bu gece İzlanda'ya gideceğine dair açıklama yapmış. | Open Subtitles | أوضح السيد فيشر أنه سيحاول الذهاب إلى أيسلندا الليلة المذيعة؟ |