"أوضح" - Translation from Arabic to Turkish

    • açık
        
    • açıklayayım
        
    • net
        
    • açıklamama
        
    • açıklamak
        
    • anlatayım
        
    • ifade
        
    • açıklığa
        
    • söyleyeyim
        
    • açıkça
        
    • en
        
    • açıklayabilirim
        
    • açıklık
        
    • göstereyim
        
    • açıklama
        
    Eğer bu konuşmaya devam edeceksek şunu çok açık ifade etmeliyim: Open Subtitles أذا ما أردت أن نكمل محادثتنا فيجب أن أوضح لكِ شيئاً
    Baylar, bir şeyi açıklayayım: Nil'in yukarsına hiç bir ordu göndermeyeceğim. Open Subtitles أيها النبلاء دعونى أوضح شيئا واحدا لن ارسل جيوشا أعالى النيل
    Bu durumda bazı insanlar doğuştan yetenekli olduğunuzu ya da yeteneksiz olduğunuzu düşünür. Sanki Mary Anderson dünyayı daha net görmeye doğuştan yetenekli gibidir. TED يعتقد البعض أنه إما أن تولدوا بهذه القدرة أَوْ لاَ، وإذا كانت ماري أندرسون قد ولدت مزودة برؤية أوضح للعالم.
    Size bu probleme nasıl yaklaşacağımı açıklamama izin verin. TED دعوني أوضح لكم كيف سأحاول حل هذه المشكلة
    Bir süredir çıkıyor ve ne yaptığımı sana açıklamak zorunda değilim. Open Subtitles خرجنا سوية ,عدة مرات لا احتاج أن أوضح شيء عني لك
    Teklifimi zayıflık belirtisi olarak algılamış olabilirsin onun için sana iyice anlatayım. Open Subtitles ربما فهمتى أن عرضى دلالة على ضعف لذا دعينى أوضح الأمر تماماً
    Bu araçlar parazitin aslında ne kadar da karmaşık olduğunun daha açık bir görüntüsünü veriyor. TED هذه الأدوات مدّتنا برؤية أوضح عن مقدار التعقيد في الطفيلي حقيقةً.
    Daha açık olayım: Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum. TED دعوني أوضح ذلك: أنا لا أحاول تثبيطك عن التقاط الصور.
    açık açık söyleyeyim. Johnny asla o filimde rol almayacak! Open Subtitles دعنى أوضح الأمر لك و لصديقك أيا ما كان جونى فونتاين لن يحصل على ذلك الدور أبدا
    Bak, 12 yaşında bir çocuk gibisin, sana bazı şeyleri açıklayayım. Open Subtitles أنظر يا بني تبدو كأنك فى الثانية عشر من عمرك لذا دعني أوضح لك شيء
    İşime ne yararsa onu kullanacağım. Senin için durumu biraz açıklayayım. Open Subtitles سأفعل أى شىء يمكن أن ينجح دعنى أوضح الصورة لك
    Reçeteli ilaçlar, fiyatlarını düşüreceğim. Size bir şey açıklayayım. Open Subtitles وصفات ألأدوية مرتفعة , أنا سأنزل ألأسعار إتركوني أوضح شيئ أخر
    Bu 75 yıllık araştırmadan aldığımız en net mesaj şudur: İyi ilişkiler bizi daha mutlu ve daha sağlıklı tutar. TED أوضح رسالة نحصل عليها من هذه الدراسة الممتدة 75 عاما: العلاقات الجيدة تجعلنا أكثر سعادة وأكثر صحة.
    Kadınların nasıl işlediğini anlamak için daha net bir bakışa ihtiyacımız var. TED ولذا فإننا بحاجة إلى فهم أوضح لكيفيّة عمل جسم الأنثى.
    Hayır. İnkar etmeyeceğim. açıklamama izin verir misiniz? Open Subtitles لا، لن أنكر ذلك إن تركتني أوضح الأمر فحسب
    Ve bunun nedenini size bazı favori bulut türlerimi göstererek açıklamak istiyorum. TED وأود أن أوضح لكم السبب بمساعدة بعض أنواعي المفضلة من السحب.
    Bunu şu şekilde anlatayım, eğer sadece Hollandaca bilen ve kansere karşı tedavisi elinde olan biri ile tanışsam, onu Britanya Üniversitesi'ne girmekten alıkoyar mıyım? TED دعوني أوضح بطريقة أخرى إذا قابلت شخص ما يتحدث الهولندية فقط ولديه علاج للسرطان هل سأوقفه من دخول جامعتي الإنجليزية؟
    Şunu açıklığa kavuşturayım. Biz ezeli düşmanız. Ateşkes ilan etmeyiz. Open Subtitles دعني أوضح هذا نحن أعداء هالكين , لا فترات أستراحة
    Ve şu ana kadar belli etmediysem söyleyeyim, seni böyle seviyorum. Open Subtitles وإن كنت لم أوضح هذا بعد، فأنا أحب ما أنت عليه.
    Bu gerçeklerin aşikâr olduğunu kabul ettim, ama açıkça söylemeliyim: Darmadağınım. TED أنا أؤمن بأن هذه الحقائق بديهية، ولكن دعوني أوضح: أنا في حالة من الفوضى.
    Kanunu temsil edenler için önemli olmalı ama şu durumda, onlar için en önemli şeyin bu olmadığını düşünüyorum. Open Subtitles أوضح إلى أولئك الذين يمثلون ,القانون، ينبغي أن يهم ذلك ,لكن في هذه الحالة، في هذه المرحلة من الوقت
    Dave, sana banka hesabını açıklayamam. Diğer şeyleri açıklayabilirim. Open Subtitles ديف ، لا أستطيع أن أوضح أمر الحساب المصرفى و لكن يمكننى أن أوضح بقية الأمور
    Şuna açıklık getireyim hâlâ benim korumam altında olacaksınız ama ben yokken onun emirlerine benimmiş gibi uyacaksınız. Open Subtitles دعوني أوضح كلامي، ما زلتم تحت حمايتي، لكن في غيابي، ستنفذون أوامره كأنّها منّي.
    Fakat bu muhabbetin hatırına, izin ver de sana birşey göstereyim. Open Subtitles لكن إكراماً لهذه المناقشة اسمح لى فقط أن أوضح لك الصورة
    Bay Fischer, bu gece İzlanda'ya gideceğine dair açıklama yapmış. Open Subtitles أوضح السيد فيشر أنه سيحاول الذهاب إلى أيسلندا الليلة المذيعة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more