| - Olmaz. Anladım. Bana tuzak kurdun. | Open Subtitles | نعم ، ستكون بخير ، فهمت الآن لقد أوقعت بي |
| Doğru. tuzak kurdum. Polise sadece beni koruması için telefon ettim. | Open Subtitles | هذا صحيح، لقد أوقعت به فقط اتصلت بالشرطة لأحمي نفسي |
| Ayrıca neşteri yere düşürdüm, ve bu arada, matkabı alkolle temizlemeye çalıştım, yani... bence ona antibiyotik vermemiz gerek, çok, çok fazla antibiyotik. | Open Subtitles | , و أنا أوقعت المشرط في مكان الحادث و إلى الآن , انا استخدمت كل المسحات الكحولية . . كانت معي , لذا |
| Bak ne yaptın. Arabanın vajinasına düşürdün. | Open Subtitles | الآن، أنظر ماذا فعلت، أنّك أوقعت الهاتف في مهبل السيارة. |
| Affedersiniz bayım, şunu düşürdünüz. | Open Subtitles | المعذرة يا سيدي لقد أوقعت هذه لا، لم أفعل |
| Görünüşe göre ikimizi de oyuna getirdi, ne dersin? | Open Subtitles | أعتقد أنها أوقعت بنا كلينا إذن أليس كذلك؟ |
| Onların hepsi öldü ya da hapiste. Sen çete liderini yakaladın. | Open Subtitles | انهم جميعا ميتين او فى السجن لقد أوقعت بزعيم العصابه |
| Evet,ama seni iyi Yakaladım Lois. İtiraf et. | Open Subtitles | لكن أوقعت بكِ جيداً , يا لوييس اعترفي بذلك .. |
| Demek ona tuzak kuran sendin ve ona bundan bahsetmeyi unutuverdin. | Open Subtitles | إذاً، فأنت أوقعت به لقد نسيت أن تذكر الفخ |
| Ya İspanyolcan berbat ya da bana tuzak kurdun. | Open Subtitles | إما لغت الإسبانية ضعيفة أو أنكِ أوقعت بي |
| Sana tuzak kurduğunu söylediğinde sana inanmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان علي أن أصدقك عندما قلتِ أنها أوقعت بك |
| Hey. Ben... Ben üzgünüm, kazayla birkaç şey düşürdüm de. | Open Subtitles | مرحبًا، آسفة أنّي بالخطأ أوقعت بعض الأشياء هناك في الخلف. |
| Özür dilerim. Şu işe bakın, şapkamı düşürdüm. Bende kalsa iyi olur. | Open Subtitles | أنظرى إلى هذا , أوقعت قبعتى من الأفضل أن أحملها |
| ve ben kızgın bir tavayı ayağıma düşürdüm ve kocaman bir baş parmağım oldu. | Open Subtitles | وقد أوقعت مقلاة على قدمي، وأصبح لديّ اصبع قدم متورّم. أتود أن أرسل إليك صورة؟ |
| Bak şimdi! Görüyor musun yaptığını! Telefonu vajina arabanın içine düşürdün! | Open Subtitles | الآن، أنظر ماذا فعلت، أنّك أوقعت الهاتف في مهبل السيارة. |
| Dur. Botumu düşürdün. Botumu düşürdün. | Open Subtitles | توقف, لقد أوقعت الحذاء أوقعت الحذاء |
| Bayan, galiba bunu düşürdünüz. | Open Subtitles | سيدتي أعتقد أنك أوقعت هذا |
| Kovulduktan sonra, sizi dinleyen herkese sizi oyuna getirenin o kadın olduğunu söylemişsiniz. | Open Subtitles | بعدما تم طردك أخبرت كل شخص ممكن أن المرأة التي كانت تقاضيك هي التي أوقعت بك |
| Beni olmamam gereken bir yerde yakaladın, özel hayat tacizcisi. | Open Subtitles | أوقعت بي حيثما لا يجب أنْ أكون ، مُتلصِصة. |
| - Yakaladım seni! | Open Subtitles | أوقعت بك حسنا يا عزيزتى |
| Kaltak beni tuzağa düşürdü! | Open Subtitles | تلك الساقطه أوقعت بي أنا بريئه |
| Bazen kalbimi fırlatıp atıyorsun bazen de sımsıkı sarılıyorsun. | Open Subtitles | "أحياناً تكونين قد أوقعت قلبي". "أحياناً تكونين قد أمسكت به". |
| Dostum cüzdanını düşürmüşsün.. | Open Subtitles | مرحبا صديقي , لقد أوقعت محفظتك .. |
| Ben sütü döktüm ve etraf bayağı bir kirlendi | Open Subtitles | لا كل شيء على ما يرام لقد أوقعت زجاجة حليب و قد تسببت بفوضى في كل مكان |
| Tamam, dondurmanız yere düştü ve yenisini alacak paranız yok. | Open Subtitles | حسناً، أوقعت المثلجات على الأرض ولا تملك المال لشراء واحدة أخرى |
| Batı dünyası ajanlarının yarısını aşk tuzağına düşürmüş. | Open Subtitles | لقد أوقعت نصف عملاء العالم الغربي في شباكها. |
| Sanırım bir şey düşürmüşsünüz Sayın A.P. Müdürü. | Open Subtitles | يبدو انك أوقعت شيئا ايها المدير بي سي |