"أولّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilk
        
    Savaş istiyordun, al sana savaş. Umarım ilk öldürülen sen olursun. Open Subtitles لقد أردت الحرب، وحصلت عليهـا أتمنّى بأن تكون أولّ مَن يُقتل
    İlk belirti beyaz kumaşta gördüğü çizgilerden sonra yaşadığı şoktu. Open Subtitles كـانت أولّ أعراض الصدمة التي عـاصرهـا الخطوط البيضـاء على مفرش المـائدة
    Vergi mükelleflerinin paralarının bir adamın kucağında ilk ziyan oluşu değil bu. Open Subtitles ليست تلك أولّ أموال الضرائب المُهدرة على حضن رجل
    Bu birbirimizle konuşmaya başladığımız ilk sefer mi? Open Subtitles أمن المُمكن أن تكون هذة أولّ مرّة نتحدث فيها معاً حقاً ؟
    Yarın ilk iş oyuncu listesini asacağım. Open Subtitles قائمة فريق الممثّلين ستكون أولّ مايصدر بالصباح.
    Şimdi de bir fotoğraf çekiminden eve ilk dönüşünü çekeceğiz. Open Subtitles حسنا، سنؤدي المشهد عندما تعودين للمنزل أولّ مرّة بعد جلسة التصوير
    Yapacağım ilk iş, diyafragmamdan kurtulmak olurdu. Open Subtitles حسناً، أولّ شيءٍ أفعله هو رمي الحاجز منع الحمل.
    Bana anlattığın ilk ilginç hikaye olabilir bu. Open Subtitles قد تكون هذه أولّ قصّة مشوّقة قصصتها عليَّ.
    İlk yapmam gereken şey kurgusal rolüm için çevrimiçi bir kişilik yaratmak olacak. Open Subtitles أولّ خطوةٍ هي أن أنشئَ هويّةً مزيفة على الأنترنت.
    Bu tam da ilk hamile kaldığımda giydiğim tarzda bir kıyafete benziyor. Open Subtitles هذه تماماً نفس نوع الملابس التي جعلتني حامل أولّ مرة.
    İlk işimiz DNA testi yaptırmak olacak. Open Subtitles لذلك أولّ ماعلينا فعله هو إجراء اختبار أبّوة
    - Zombi Mangası'nın ilk leşi. - Bir, iki... Open Subtitles أولّ جريمة قتل لفيلق الزّومبيّين واحِد، إثنان
    İlkbahar geldiğinde ön sokaktaki yatırımlar Dawson'a gelenlerin ilk görecekleri yerler haline gelecekler. Open Subtitles حسنٌ، الربيع قادم كلّ المحلات الموجودة في الشارع الأمامي هي أولّ ما تقع عليه عين القادمين إلى داوسن
    Uzak adadan yüzerek kayalıktan doğal bir inci toplayıp geri dönen ilk adam, kazanan olarak beyan edilmiş olacak. Open Subtitles أولّ رجل يسبح إلى الجزيرة البعيدة و يحصل على لؤلؤة طبيعية من الشُعب المرجانيّة و يعود، سيُعلن فائزا
    Polisler ilk önce güvenli emir yapmayı deneyecekler. Open Subtitles أولّ شيء ستقدم الشرطة على فعله هو الحصول على إذن
    İlk defa kan tüküren birini görüyorum. Open Subtitles أولّ مرّة أرى فيهـا شخص يبصق دمـاء
    Layık oldukları gibi gömüldüklerinde buradan geçen ilk gemiyle Doğu'ya döneceğim. Open Subtitles ... سيحظون بدفنة لائقة في أقرب وقت سأعود للشرق على أولّ مركب يأتي
    - Bakan seçildiğinde yaptığı ilk iş neydi? Open Subtitles -حينما تمّ تعيينه ، هل تعرف ماهو أولّ شيءٍ قام به ؟
    İlk tünel bombalarını bu adamlar geliştirdi. Open Subtitles إنّهم أولّ من قام بتطوير قنابل الأنفاق
    İlk kez böyle bir şey duyuyorum. Open Subtitles هذه أولّ مرة يقول فيها أحد هذا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more