| veya ışığın önünden geçen birşey gölgeyi oluşturdu. Ya da hiçbirşey. | Open Subtitles | أو أنه ضوء وجه لأعلى فصنع ظل ممكن أن يكون لاشئ |
| Ya onu kullanmaya hazırlanıyor Ya da onda olduğundan haberi yok. | Open Subtitles | أهو يستعد لعمل شئ به أو أنه لا يعرف أنه لديه |
| Ya öyle Ya da ne kadar iyi oynadığını anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أو أنه يريد القيام ببعض التمثيل ما هي نسبة لعبه الجيد؟ |
| Yoksa emin olmak için bir atış daha mı yapmalıyım? | Open Subtitles | أو أنه يجب أن أسدد ضربة أخرى لكى أتأكد ؟ |
| Ona sebebiyet mi verdi Yoksa ona doğru mu çekildi bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان هو السبب، أو أنه انجذب للعِراك فحسب |
| Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, Belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. | TED | لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة. |
| Ya oradan, Ya da pek çok 16. yüzyıl eseri okudu. | Open Subtitles | إما ذلك أو أنه قرأ الكثير من أدب القرن السادس عشر |
| Ya buradan geri dönmemek üzere gidecek Ya da başladığı işi bitirecek. | Open Subtitles | إما أنه قد رحل من هنا للأبد أو أنه سينهي ما بدأه |
| Ya Sarang bizden şüphelendi Ya da altın parayla bize şans vermek istemedi. | Open Subtitles | .. إما أن سارنغ شك بنا أو أنه لم يريد أن يخاطر بالقطعة |
| 8 yıldır onların kontrolünde. Ya Stockholm Sendromu var Ya da tehdit altında. | Open Subtitles | يسيطران عليه طوال 8 أعوام إما أنه اعتاد الأمر أو أنه يتعرّض للتهديد |
| Ya da kadınların çöp olduğunu ve hak ettikleri yerde olduklarını düşünüyor. | Open Subtitles | أو أنه ينظر للنساء على أنهن مجرّد حثالة وأنه يضعهن حيث ينتمون |
| Ateş eden ya kör Ya da seni öldürmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | إما أن هذا القناص اعمى أو أنه لا يحاول قتلك |
| O zaman içeriden bir adamı var Ya da vardı. | Open Subtitles | إذاً, إما أنه كان كذلك, أو أنه مطلع بكل الأمور |
| Bunların hepsi araştırma için mi, Yoksa masaya ağırlık testi mi uyguluyoruz? | Open Subtitles | هل كل هذه متعلقة بالبحث أو أنه أختبار للضغط من أجل الطاولة |
| Birşey söylemeden önce düşünüyor musun, Yoksa sözcükler kendiliğinden mi ağzından dökülüyor? | Open Subtitles | هل تفكر قبل أن تفتح فمك أو أنه يحدث من تلقاء نفسه؟ |
| Bütün ailen kiliseye gelir mi Yoksa sadece sen ve annen mi geliyorsunuz? | Open Subtitles | الأن هل كل عائلتك تأتي إلي الكنيسة أو أنه أنت و أمكِ فقط؟ |
| Bu bir toplanti mi, Yoksa randevu gibi birsey mi? | Open Subtitles | أهو إجتماع أو أنه موعد أو شيء من هذا القبيل؟ |
| Yaralanmadan önce mi esrarkeştin Yoksa yaralandıktan sonra mı oldun? | Open Subtitles | هل كنت مدمن قبل أن تتأذى؟ أو أنه بعد الجرح؟ |
| Ayrıcalıklı bir misafir de olabilir veya bir kobay gibi bağlanabilir. | Open Subtitles | إما سوف يكون ضيفاً مميزاً أو أنه سيُربط كفأر تجارب مسكين |
| Tanrı bana bir melekle haber gönderdi veya işte bu olanların ilahi bir yanı vardı diyebilirdim ama öyle bir şey yoktu. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول أن الرب أرسل ملاكاً لإرشادي أو أنه كان هُناك شيء مُقدس بشأن هذا الأمر لكن لم يُكن الأمر كذلك |
| Testisleri iltihaplı olabilir, Belki de kısırlaştırılmıştır. | Open Subtitles | قد تكون العينات الخاصة به فاسدة أو أنه أجرى عملية قطع قناة الوعاء الناقل |
| Ya Tanrı tsunamiden sorumlu yada olayları yönlendiren Tanrı değil. | TED | إما أن الرب مسئول عن التسونامي, أو أنه لا يسيطر على الأمور. |