| İçimi rahatlatacak hiçbir umut olmadı, ve bu dünyadaki her şey benden alındı. | Open Subtitles | بدون أمل على إعفاء مؤقت ومع كل ما أُخذ مني في هذا العالم |
| 20,000 çocuk, asker çocuk yapılmak için ailelerinden alındı ve Uluslararası Suç Mahkemesi'de ordunun beş liderinin peşine düştü, | TED | وقد أُخذ 20،000 طفلاً ليصبحوا أطفالاً مقاتلين، ومحكمة الجنايات الدولية تتعقب خمسة من القادة ل -- الآن، ماذا تسمى؟ |
| Bu sembolik diyagram bir İngiliz kölelik rehberinden alındı, sonra da köleliğin kaldırılması taraftarları tarafından köleliğin kötülüklerini göstermek için kullanıldı. | TED | أُخذ هذا الرسم الرمزي من دليل الرق البريطاني واستخدم لاحقاً من قبل دعاة تحرير العبودية لإظهار همجية العبودية. |
| Şimdi benden alınan her şeyin geri verileceği gün geldi. | Open Subtitles | والآن ، أتى اليوم حينما سيعود كل شئ أُخذ مني |
| Sanırım söylemeye çalıştığı, boynuzu alınmış. | Open Subtitles | أعتقد أنه يحاول قول أن رأس الهور أُخذ منه |
| Biliyorum, biraz gayri resmi oldu ama hediye listendeki her şey alınmıştı. | Open Subtitles | أعلم أنها بشكل غير رسمي لكن كل شئ آخر قد أُخذ |
| Ve bundan birkaç saat sonra salgın hastalık uzmanlarımızdan biri ordu tarafından alınıp götürüldü. | Open Subtitles | أحد اوائل علماء الأوبئة أُخذ من قِبَل الجيش واختفى |
| Vaz geçersen her şeyin elinden alındığını sanırsın. | Open Subtitles | "و قد استسلمتي" "و أعتقدتِ بأن كل شيء قد أُخذ منك" |
| Benden zorla alındı ve onu görüp bilen birilerini arıyorum. | Open Subtitles | لقد أُخذ مني، وأنا أبحث عنه منذ ذلك الحين |
| 7 yıl önce Karanlık Efendi'nin bedeni senin rahminden alındı. | Open Subtitles | منذ سبعة سنوات عندما أُخذ الجسد الذي احتوى سيد الظلام من رحمكِ |
| Bu, binanın arka tarafındaki güvenlik kamerasından alındı. | Open Subtitles | هذا أُخذ من المراقبة من مؤخرة البناية |
| Sonuç olarak bebek ondan alındı tabii. | Open Subtitles | بالتاكيد .الطفل الرضيع أُخذ منها |
| Daha çok gençken alındı benden. | Open Subtitles | لقد أُخذ مني وهو في ريعان شبابه |
| Bu dünyadaki her şey benden alındı. | Open Subtitles | كل شيء في هذا العالم قد أُخذ مني |
| Kişisel bilgisayarı kanıt olarak alındı. | Open Subtitles | أُخذ كمبيوتره الشخصي لقسم الأدلة |
| Şöminenin yanından alınan silah sarmaşıkların arasına gizlenmiş eldiven, odasından alınmış olan koli bandındaki parmak izi. | Open Subtitles | سلاح الجريمة تم اخذه من مقبض دفايتها, والقفازات تم اخفاؤها فى اللبلاب والبصمات على الشريط اللاصق الذى أُخذ من غرفتها. |
| Benden alınan çocuğuma geri dönebilirim. | Open Subtitles | قد تسنح لي فرصة أخرى لأرى ابني الذي أُخذ مني |
| Majesteleri, kutunun içine baktım. alınmıştı. | Open Subtitles | مولاتي، لقد ذهبت لأرى الغرض، فوجدته قد أُخذ |
| Bebek, ailesi evlenip onu açıklayana kadar güvenli bir yere götürüldü. | Open Subtitles | الطفل الرضيع أُخذ إلى مكان آمن حتى والديه يمكنهم أن يتزوّجوا ويستردّانه |
| Dairesinden dizüstü bilgisayarının alındığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أن حاسبه أُخذ |
| Bir parçaları alınıp, başka bir yere götürülmüş olabilir mi? | Open Subtitles | كما لو أن جزءاً منهم قد أُخذ لمكان آخر ؟ |
| Bebeğin nereye götürüldüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين إلى أين أُخذ الطفل؟ |