| O zaman,sana bir park yeri bulsak iyi olur. Çünkü o kalıyor. | Open Subtitles | من الأفضل إذاً أن أوفر لكِ مكان لانتظار سيارتك لأنها لن ترحل |
| O zaman 20 dakikadır kapımı neden yumrukladığını hemen açıkla birader. | Open Subtitles | حريّ بك إذاً أن تشرح سبب طرقك بابي للعشرين دقيقة الماضية |
| Yarın sabah için bir şeyler ayarlayabiliriz O zaman belki. | Open Subtitles | يمكن إذاً أن نجهّز شيئاً للغد عند قيامنا بتسجيل الحضور؟ |
| Öyleyse bu lokavta son verelim ve bırakalım çocuklar oynasın. | Open Subtitles | أقترح إذاً أن نلغي الإغلاق التعجيزي و نترك الأولاد يلعبون |
| Öyleyse bu lokavta son verelim ve bırakalım çocuklar oynasın. | Open Subtitles | أقترح إذاً أن نلغي الإغلاق التعجيزي و نترك الأولاد يلعبون |
| Yani bu evlat alma konusunun evliliğinizin son dönemeci olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول إذاً أن موضوع التبنّي كان القشّة الأخيرة التي قسمت زواجكما؟ |
| Bu bilgiyi yaymak için kanunları mı çiğnemem gerekiyor Yani? | Open Subtitles | عليّ إذاً أن أخالف القانون حتى تخرج هذه المعلومات للعلن |
| Eğer işine yaramıyorsa o halde gönder gitsin, bu kadar basit. | Open Subtitles | طالما هو أصبح بلا فائدة، يمكنه إذاً أن يقلع ، آمر بسيط. |
| O zaman kuralsız bir yarışma mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | إذاً أن تفضل أن تكون المنافسة بدون قواعد؟ |
| O zaman bırakalım buna mahkeme karar versin. | Open Subtitles | ربما علينا إذاً أن ندعَ محكمةً تٌقررُ ذلك |
| O zaman başlasak iyi olacak, bunu söylemeyecek miydin? | Open Subtitles | نعم من الأفضل إذاً أن نبدأ الآن أليس كذلك؟ |
| Şey, O zaman verdiğim cevap çok yardımcı olmadı, değil mi? | Open Subtitles | هل أنت مستاء من تدخّل د.كادي في عملك؟ أعتقد إذاً أن إجابتي لم تكن مفيدة جداً أليس كذلك؟ |
| -Evet. O zaman umarım kuş gribi kapıp ölürsün. | Open Subtitles | حسناً، آمل إذاً أن تصابين بإنفلونزا الطيور وتموتي |
| Eğer şapkanı bu istatistiklere asacaksan, O zaman iki taraftan da bakmalısın. | Open Subtitles | , لو كنت ستعلق أمالك على احصائيات عليك إذاً أن تنظر إلى الأمر من الجهتين |
| Öyleyse, saltanattan çekilip, kendimi bir manastıra kapamalıyım. | Open Subtitles | فيجب علي إذاً أن أتنازل عن ولاية العهد, وأرتحل إلى الدير |
| Öyleyse inanmaya başlamadan önce evden ayrıl. | Open Subtitles | أقترح إذاً أن تتركي هذا المنزل قبل أن تصدقي بالفعل |
| Öyleyse, yakalanmamanın bir yolunu bul. | Open Subtitles | من الأفضل إذاً أن تجد طريقة حتى لا يمكسوا بك |
| Öyleyse sen ve arkadaşlarının saklamaya çalıştığı formülü biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين إذاً أن المعادلة . . التي حاولتِ أنتِ و أصدقائكِ اخفاؤها |
| Ne o, ödünç mü almışlar Yani? | Open Subtitles | فهل تعتقد إذاً أن أحدهم أخبرهم أن يقوموا بسرقتها منا؟ |
| Yani bizim oraya gidip fotoğrafı... - almamızı istiyorsun. | Open Subtitles | أتريد منا إذاً أن نتوجه إلى دائرة الإسكان ونسحب صورته؟ |
| Yani birkaç saatlik ömrüm mü kaldı? | Open Subtitles | أنت تخبرني إذاً أن أمامي ساعات قليلة أعيشها؟ |
| O halde hiçbir şey yapmamanın bir seçenek olmadığını biliyor olmalısın. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين إذاً أن فعل لا شئ لم يكن خياراً |