| Yani sıvı suyumuz, organik materyallerimiz ve yüksek ısımız var. | TED | إذن لدينا, غالبا, مياه سائلة, مواد عضوية و حرارة زائدة. |
| Bir içkilik vaktimiz var demek ki. Burada bir yerde, şarap bardaklarım olacaktı. | Open Subtitles | حسنٌ, إذن لدينا وقتٌ للشراب, أعلم أنني أمتلك أقداح للشراب في مكان ما |
| Öyleyse o bombayı dostumuzun karnından çıkarmak için 22 dakika 45 saniyemiz var. | Open Subtitles | إذن لدينا 22 دقيقة و 45 ثانية لاخراج تلك القنبلة من صديقنا العزيز |
| - Öyleyse çok iyi bir karşıt görüşümüz var. | Open Subtitles | حسن , إذن , لدينا أراء مختلفة. نعم لدينا. |
| Yani ekibimiz, stratejimiz ve haritamız var. | TED | إذن لدينا الفريق والاستراتيجية والخريطة، |
| Sonuç olarak şöyle bir paradoks var, Yıllık infaz sayısı yüksek kalırken yeni infaz cezalarının sayısı azalıyor. | TED | إذن لدينا هذا الظاهرة المتناقضة عدد الذين تم إعدامهم مازال عاليًا جدًا لكن عدد الحكم بالإعدام قد تناقص |
| İşte burada yaklaşık bir buçuk dakika önce karşılaştığı siyah kontrol tuzağı ile ilgilenen dört metrelik bir kaplan köpek balığımız var. | TED | إذن لدينا هنا القرش النمر وطوله 4 مترات يهجم على لباس التحكم الأسود، الذي رصده قبل حوالي دقيقة ونصف. |
| Yani elimizde bir dolu ipucu var ama net bir delil yok. | TED | إذن لدينا ملف مليء بالأدلة لكن من دون خيوط ناظمة. |
| Burada birçok eğitsel malzemenin ve diğer birçok şey hakkında topladığımız bir sürü örneklerin yer aldığı büyük bir web sitesi var. | TED | إذن لدينا هنا موقع ويب ضخم حيث قمنا بتجميع كمية كبيرة من المواد التعليمية و بيانات حول العديد من الأشياء. |
| 35 bölgemiz, 15 tane emtiamız var, bu emtiaların üretilme yöntemlerinin değişmesi için kimlerle çalışmalıyız? | TED | إذن لدينا 35 مكانا، و 15 سلعة تشكل أولوية، مع من علينا أن نعمل لنغير الطريقة التي تنتج بها هذه السلع؟ |
| Seçmelerimiz var ve ev berbat durumda. | Open Subtitles | إذن لدينا اختبار كاميرا والبيت تعمه الفوضى |
| O zaman Sokar gemisini yollayıp bizi yok etmeden önce 1 günümüz var. | Open Subtitles | إذن لدينا يوما واحدا قبل أن يرسل سوكار سفنه لتدميرنا |
| Yani sana teklif edebileceğimiz bir şeyimiz var. Ama ayrıca tarihinizi de okudum. | Open Subtitles | إذن لدينا ما نقدمه لك و قد قرأت عن تاريخكم كذلك |
| Elimizde kapüşon takan Afrikalı bir Yahudi var. | Open Subtitles | إذن لدينا يهودي افريقي يرتدي لباس مغطى الرأس |
| Elimizde mısır, kapaklı bir kavanoz, bir parça çatı kaplaması... ve elektrik kablosu var. | Open Subtitles | إذن, لدينا ذهرة الذرة, زهرية ماسونية قطع من معدن تزيين السقف وسلك كهربائى ،كيف يتم عمل مفجر بتلك الادوات؟ |
| Şüpheli birçok durum var. Özellikle de onu kimin vurduğu. | Open Subtitles | إذن لدينا الكثير من الأسئلة من أطلق عليها النار؟ |
| Usta'nın bulunduğu yerle aramızda bir bağlantı kurduk Öyleyse. | Open Subtitles | إذن لدينا رابط لمكان المعلم الحالي |
| Öyleyse, benzerlik var ve fiziksel dünyaya benzeyen bir öğe bir kaç yöne doğru soyutlanabilir: benzerlikten soyutlanıp bütün anlamını saklayabilir; veya hem benzerlik hem de anlamdan soyutlanarak resim sahasına getirilebilir. | TED | إذن لدينا أشياء مثل الشبه, حيث يمكن تجريد شيء يمكن تشبيهه في العالم الحقيقي في إثنين من الإتجاهات المختلفة: مجردة من الشبه, لكنها لا تزال تحمل المعنى الكامل, أو مجردة بعيدا عن الشبه والمعنى نحو تخطيط صورة. |
| Öyleyse aklımızdan iki mucize geçiyor, öyle mi? | Open Subtitles | (لو عُدتُ ، فسوف تقتل (إيديث إذن لدينا الآن مُعجزتان في عقولنا ، أليس كذلك ؟ |