Üstelik, her iki akademinin de başarılı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنني أُريدُ كلتا الأكاديميات ان تظهرا في حالة جيّدة |
Üstelik yüzeye çok yakın gidiyoruz, denizaltı kaptanı torpido ziyan etmek istemez. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك ، إننا عالي جداً في الماءِ لقائد غواصةِ ليهْدار طوربيد |
Keşke tansiyonum dışında kontrol edebileceğim bir şey olsa. | Open Subtitles | النجاح الباهر، أَتمنّى كان هناك شيء آخر أنا يُمْكِنُ أَنْ أُدقّقَ. إضافةً إلى ضغط دمّي. |
Carmine'ın inşaat dışında da büyük geliri var. | Open Subtitles | شاهدْ، حَصلَ القرمزي على الدخلِ الرئيسيِ إضافةً إلى بناء، جوني لا. |
ayrıca, Radha'nın ahali ne der diye sessizlik içinde acı çekmesi reva mı? | Open Subtitles | إضافةً إلى هذا، هَلْ يَجِبُ أَنْ نَتْركَ رادها تعاني في صمت لخوفِ المجتمعِ؟ |
Artı, hızlıca yapmalıyız, çünkü erkek arkadaşımın dünyada ki iki hedeften biri olmasını sevmiyorum. | Open Subtitles | إضافةً إلى أننا علينا الإسراع بفعلها، لأنني لا أرغب بأن يكون حبيبي أحد الأهداف من أصل هدفين |
Yardımcı olmaktan büyük memnuniyet duyarım. Kaldı ki memlekette beni bekleyen bir işim Kaldı mı onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك، لا أعرف حتّى أنّه ثمّة عمل من شأنّه أن يعيدني لدياري |
"Bunun yanında, savaş istasyonuna saldırmak benim cesaret düşüncem değil." | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك، مهاجمة تلك المحطة ليست فكرة شجاعة |
çalıştığım programın yetkilisi işverenim Aynı zamanda bir futbol takımının sorumlusuydu | TED | رئيسي، إضافةً إلى أنّه مسؤول البرنامج، كان مسؤولاً عن فريق كرة قدم أيضاً. |
O noktada, Çin hala, dünya çay ağaçlarındaki ana tekeldi. Porselen ve ipeğin yanı sıra, çay, Çin'in üç ana ihracat ürününden biriydi. | TED | في ذلك الوقت، كانت أشجار الشاي حكرًا على الصين، بذلك كان الشاي إحدى أهم ثلاث صادرات للصين، إضافةً إلى الخزف والحرير. |
Üstelik buraya gelmeleri de iki saat sürer. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك، فهم بحاجة إلى ساعتين لمي يصلوا إلى هنا. |
Üstelik geceleyin. | Open Subtitles | .إضافةً إلى ذلك، سيكون في الليل |
Üstelik ondan önce de Kuzan'ın birimindeymişsin. | Open Subtitles | إضافةً إلى هذا، كان في وِحدة كوزان. |
Hayatı boyunca, kendisi dışında kimsenin sorumluluğunu almamış. | Open Subtitles | هو ما كَانَ مسؤوليةَ أخرى في حياتِه إضافةً إلى نفسه. |
Aslında Pinot dışında başka şarapları da severim. | Open Subtitles | أتعلمين ، أنا أحب بعض أنواع النبيذ إضافةً إلى الفينو |
Porno resimlere bakmak dışında birşeyler yapmalısın. | Open Subtitles | يَعمَلُ شيء آخر إضافةً إلى إنظرْ إلى الخلاعةِ. |
Mmhmm, ayrıca favori succubusumsuz bir sabah el değmemiş bir mimozayı uyandırmak gibidir. | Open Subtitles | إضافةً إلى صباح بدون 'شيطانتي' المفضلة يُضحي مثل الإستيقاظ بدون شراب 'ميموزا' خاصتي |
ayrıca, o köprüyü geçme zamanı henüz gelmedi. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك لاتوجد طربقة لعُبُور ذلك الجسرِ.الآن |
Artı akciğeri de mahvolmuş. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنّ رئتها مستنزفة وتحتاج رئة واهبة كي تعيش |
Herkesin arama listesinde. Kaldı ki bilinen tek bağlantısı olan Sang Min parmaklıklar ardında. | Open Subtitles | إضافةً إلى ذلك نعرف شريكه الوحيّد، (سانغ مين)، الذي يقطن خلف القضبان |
Yeni birşey, fakat diğer girişimlerim bunun yanında daha az önemli kalıyor. | Open Subtitles | مغادرة جديدة، إضافةً إلى المشاريع الاخري نتيجتها صَغيرةِ. |
Aynı zamanda kararlılığından bütün şehrin nefret ettiği birisi vardı,Ron! | Open Subtitles | إضافةً إلى المدينة الكاملة يَمْقتُه، في واقع الامر، هو كَانَ. رون! |
Gıda tercihlerimizin sağlık yönünün yanı sıra bu filmin yapımı sırasında şunu anladım ki genellikle gözden kaçan, yok sayılan ya da yanlış anlaşılan çok önemli bir faktör daha var. | Open Subtitles | إضافةً إلى الجانب الصحّي المتعلّق بخياراتنا الغذائية، أدركتُ أيضاً أثناء إنتاج هذا الفيلم، أنّ هناك عامل آخر مهمٌ جداً، |