| Farz edin ki bir casus bunu ele geçirdi ve üzerinde Roosevelt adını gördü. | Open Subtitles | إفترض أن الجاسوس سرق هذه ووجد . إسم روزفلت عليها |
| Farz edelim ki fonu idare eden beşinci kişinin Haldeman olduğunu yazdık. | Open Subtitles | إفترض أننا نشرنا مقالا يقول أن هالدمان كان خامس الأسماء الذين تحكموا في الميزانية |
| Baharatı atılmamış domuz alıp kendim hazırladım Diyelim sonra ne olacak he? | Open Subtitles | إفترض أنني إشتريت خنزير غير متبّل وتبلته بنفسي؟ ثم ماذا؟ ماذا أذن؟ |
| Diyelim ki bunu kaybolan şeyi aramak için batıya giden bir yabancı olarak istedim. | Open Subtitles | إفترض أنى طلبت منك كغريب ذاهب للغرب لتبحث عن تلك التى ضاعت |
| Son bir şey. varsayalım kazara yakalandın. Ne yaptın ki? | Open Subtitles | هناك شيء إفترض جدلاً أنك قبض عليك , فماذا فعلت ؟ |
| varsayalım ki vuruldum. Liderliği kim üstlenecek? | Open Subtitles | إفترض أنك أصبت من الذي سيتولى إصدار الأوامر؟ |
| Sana sahip olmuş olduğumuzu düşün, görünmez bir ajan,1939da. | Open Subtitles | إفترض نحن كان لدينا أنت، عميل مخفي، في 1939 |
| Borcunu bin yaptığımızı Farzedelim. Hanene yeni bir borç olarak yazacağım. | Open Subtitles | إفترض أننا جعلناها ألف دولار سنعيد كتابة مبلغ الديْن |
| Diyelim ki bu saçma sapan yolculuğa çıktım, ve Farz et bu çocuk gerçekten var, ve ortaya çıkıyor... | Open Subtitles | إفترض أنّني قبلت بهذه السفرة المضحكة وقُل أن هذا الصبي فعلاُ موجود وظهر بعد أن رحلت |
| Farz et ki eve gideceğime ve giderken kendimi öldürmeye çalışmayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | إفترض أنني أعطيتك كلمتي بأنني سأذهب إلى المنزل و لن أحاول قتل نفسي في الطريق |
| Farz et ki saçmalıklarının birini bile dinlemeyeceğime söz verdim. | Open Subtitles | إذا إفترض أنني أعطيتك كلمتي بأنني لن أستمع لأي من هرائك |
| Ama hani onun sevdiği birinin orada olduğunu Farz etsem. | Open Subtitles | ولكن إفترض, نظريّاً بأن أحداً عشقته كان معها هناك |
| Diyelim ki Afgan ovalarını geçtik. Sonra ne geliyor? | Open Subtitles | و إفترض أننا عبرنا السهول الأفغانية ، ثم ماذا ؟ |
| Diyelim ki seninle evlendim ve yatırımlarının tamamı battı. | Open Subtitles | إفترض إننى تزوجتك, و بعد عاماً إضمحلت إستثماراتك |
| Diyelim ki dilencilere balık almaya bol para harcamak istemiyoruz. | Open Subtitles | إفترض بأننا لا نريد أن نهدر أموال . جيدة على السمك للمتسولين |
| varsayalım, başka kimsenin bilmediği bir şey yapmak istiyorlardı. | Open Subtitles | إفترض أنهم فعلوا شئ لم يريدوا أحد أن يعرف به |
| Onu banda aldığımızı varsayalım, o zaman konuşmaz saat 11:30 olmak üzere. | Open Subtitles | إفترض أننا صورناه, ولم يتكلم وجاء ميعاد العرض |
| İki seçeneğiniz olduğunu varsayalım. | TED | إفترض أن لديك هذين الخيارين حاليًا؟ |
| Geminin battığını düşün. Hangisini kurtarırdın? | Open Subtitles | إفترض أن السفينة غرقت بصدم جبل جليدي. |
| Her nal izinin ayrı bir özelliği olduğunu düşün. | Open Subtitles | إفترض أن تحمل كل أثر ... حافر شيئا تفرقها عن البقية ... |
| Farzedelim ki o harika polisin onu beklemediğini anladı. -Çok güzelsin. | Open Subtitles | إفترض إنه إكتشف خدعة إتصال مدير الشرطه ؟ |