"إكتشاف" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulmaya
        
    • tespit
        
    • keşif
        
    • bulmak
        
    • keşfi
        
    • anlamaya
        
    • öğrenmeye
        
    • fark
        
    • çözmeye
        
    • keşfetmek
        
    • ortaya
        
    • buluş
        
    • anlamak
        
    • keşfetme
        
    • bulmam
        
    Bu yapmanın en güvenli yolunu bulmaya çalışmak henüz çözülememiş bir mesele. Open Subtitles نحاول إكتشاف كيفية فعل هذا بطريقة آمنة إنه شيء لم يثبت بعد
    Neredeyse 50 yıl önce yer çekimi anormallikleri tespit etmeye başladık. Open Subtitles لقد بدأنا في إكتشاف شذوذ في الجاذبية تقريباً منذ 50 عام.
    Bu uzun ve çetin bir kişisel ve ruhsal keşif yolculuğudur. Open Subtitles إن العلاج النفسي هو رحلة طويلة شاقة من إكتشاف الذات والروح
    Şüpheliyim. Ama hayatımın 15 gününü bunu bulmak için harcamaya gönüllüyüm. Open Subtitles أشك بذلك,لكن أرغب في أن أمضي الإسبوعين التاليين في إكتشاف ذلك
    John ile tanışmak büyük mutluluğun keşfi ve büyük mutsuzluğun yok edilmesiydi. TED كان لقائي بجون بمثابة إكتشاف قمة السعادة وأيضا القضاء على التعاسة الكبرى،
    Şimdi içerisinden bir şey geldi mi onu anlamaya çalışacağız. Open Subtitles الآن نحاول إكتشاف إن قامَ أي شيئ بالعبور من خلالها
    Çünkü burada Leydi Litton'ı sorgulamayı deneyip kocasının nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. Open Subtitles لأنني أحاول هنا أن أستجوب السيده ليتون. أحاول إكتشاف أين هو زوجها.
    Bu adamların kaybolduğu üç mevkide de özellikle bir araç fark edildi. Open Subtitles تم إكتشاف عربة مماثلة توجدات بثلاثة أماكن مختلفة حيثما أختفوا هؤلاء الأشخاص
    Bunun nasıl meydana gelebileceğini de bilim ancak çözmeye başladı. TED و اليوم فقط، بدأ العلم إكتشاف كيف يعمل كل هذا.
    Kısaca-- Michelangelo bir keresinde işinin, "kilin içerisindeki figürü keşfetmek" olduğunu söylemiş. TED بسرعة -- مايكل آنجلو قال مرة أنه هناك لـ "إكتشاف الصورة الضمنية"
    Torunuma gerçekte ne olduğunu bulmaya çalışan birilerinin olduğunu bilmek güzel. Open Subtitles حسناً,انا سعيد بأن هناك أناس يحاولون إكتشاف ما حدث الى حفيدى.
    O günden beri beni alaşağı etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyor. Open Subtitles وقد كان يُحاول إكتشاف طريقة ليجذبني إلى العلن منذ ذلك الحين.
    Şu anda sahip olduğumuz araçlar beyindeki bu değişiklikleri, semptomlar ortaya çıkmadan çok önce, daha erken tespit etmemize izin veriyor. TED الأدوات التي لدينا تمكننا من إكتشاف تلك التغيرات الدماغية بشكلٍ مبكر، قبل ظهور الأعراض.
    Hatırlayın, bu dizide kullandığımız evrimsel olarak korunan sekanslarımız yeni veya tanımlanmamış virüsleri bile tespit etmemizi sağlıyor, çünkü evrime bakıp neyin korunmuş olduğunu anlıyoruz. TED تذكروا تسلسل الجينات التراتبي غير المتأثر بتطوير الجينات نستعمله هنا ليمكننا من إكتشاف الفيروسات غير المصنفة أو البسيطة لأننا نختار ما هو محفوظ عبر التطور
    Her yeni keşif, bir tanrı gereğini daha da azalttı. Open Subtitles ومع كل إكتشاف جديد تزول بشكل أبعد الحاجة الى إله
    Babam, Drakula'nın inini bulmak için saatlerce o tabloya bakardı. Open Subtitles أبي كان يحدق بهذه الخريطة لساعات طويلة محاولاً إكتشاف مخبأه
    Hiperbolik uzayın keşfi, matematikte Öklitsel olmayan geometri adı verilen bir alanı doğurdu. TED إن إكتشاف الفراغ الزائدي في مجال الرياضيات قاد لما يسمى بالهندسة غير الايقليدية.
    Hiçbir biliminsanı bu eğriye itiraz etmiyor, fakat tüm dünyada laboratuvarlar neden bu şekilde olduğunu anlamaya çalışıyor. TED ولا يوجد خلاف بين العلماء حول هذا المنحى, ولكن ما تزال المختبرات حول العالم تحاول إكتشاف كنه هذا الشي.
    Başka neleri var görmeye, eğer zayıf bir yanı varsa öğrenmeye. Open Subtitles لرؤية ما يملكه أيضاً من سلاح أو لربما، إكتشاف نقطة ضعف
    Ancak tepede uçan robotlar bunu kolaylıkla kendileri fark edebilir ve sonra çiftçiye bahçenin bu kısmında bir sorun olduğunu raporlayabilirler. TED والروبوتات تطير فوقها ويمكنها إكتشاف ذلك بشكل تلقائي تم ترسل تقريرًا للمزارع بأنه لديه مشكلة في هذا الجزء من البستان.
    Hayır efendim, hâlâ o Quinjet'e ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz. Open Subtitles لا، سيّدي، مازلنا نحاول إكتشاف ما حدث مع تلك الطائرة.
    Meslektaşlarımla birlikte 10 yıldır bu kayıp dünyayı tekrar keşfetmek üzere Mannahatta Projesi adlı bir projeyle uğraşıyoruz. TED أنا و زميلي عملنا لمدة عشر سنوات لإعادة إكتشاف العالم الضائع، في مشروع نسميه، مشروع مانهاتا.
    Her yeni buluş, bir hayalle başlamıştır, dostum. Senin HCL'i seyreltmen de dâhil. Open Subtitles يبدأ كلّ إكتشاف جديد بحلم يا رجل، بما في ذلك إماهتك لحمض الهيدروكلوريك.
    Burada garip şeylerin döndüğünü anlamak için dâhi olmaya gerek yok diyorum. Open Subtitles لايحتاج لعبقرية ، إكتشاف أن شيئاً ما غريباً يجري هنا ، تعلمين؟
    Bir sürü kuyrukluyıldız buldum ve şu anda 21.sini keşfetme işine dahil oldum. Open Subtitles وجدت الكثير من المذنّبات ساعدت فى إكتشاف 21 منهم لا شيء مثل الليل
    Bu nedenle sadece teknede etrafıma bakınmam, bu kürekleri neyle onarabileceğimi bulmam ve devam etmem gerekiyordu. TED و لذلك بدأت فى البحث من حول القارب محاولة إكتشاف ما يمكن أن أستخدمه لإصلاح ألواح التجديف حتى أستطيع الإستمرار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more