| Eğer eve tekrardan bakmak isterseniz, sorularınızı cevaplamak için ben burada olacağım. | Open Subtitles | إذا أردتما إلقاء نظرة أخرى على المنزل، فسأكون مُنتظراً هنا لأجيب أسئلتكما. |
| Bu boşluğu doldurmak için manşetin ardındaki esas araştırmaya bakmak gereklidir. | TED | أفضل طريقة لسدّ هذا الفراغ هو إلقاء نظرة على البحث الأصلي الذي بُني عليه العنوان. |
| Hem duruşma hem de temyiz avukatları gelip "Steven Avery'nin davasına bakabilir misiniz? | Open Subtitles | محامي الدفاع ومحامي الاستئنا لـ ستيفن قالا إيمكنكم إلقاء نظرة على ملف ستيفن؟ |
| Ama dünyaya bakabilir ve onun neresinde durduğumuzu anlamaya çalışabilir, ve onunla nasıl bir etkileşim içinde olabileceğimizi seçebiliriz. | TED | ولكن يمكننا إلقاء نظرة على العالم ، ونحاول أن نفهم أين نحن في هذا السياق ، ونختار كيفية التفاعل معه. |
| göz atmak istersen, bir web sitesi yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت لتوى بعمل موقع إلكترونى اذا كنت تريدين إلقاء نظرة |
| Azmettiğim hedefime yakından bakmak istiyordum. | Open Subtitles | أردتُ إلقاء نظرة فاحصة على الهدف الذي حددته |
| Fotoğraflar iyi çıktı. Bir bakmak ister misin? | Open Subtitles | الصورت كانت رائعة جداً أتود إلقاء نظرة عليهم ؟ |
| Güzelim kızlarıma bakmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأنك قد تحبين إلقاء نظرة على سيداتي الجميلات |
| Yanımda bakmak isteyebileceğin bir şey var. | Open Subtitles | .. لدّي شيء هنا .. .. قدّ تريدين إلقاء نظرة عليه .. |
| Amirim, gelip buna bir bakmak ister misiniz? | Open Subtitles | سيدي ، أتريد المجيء و إلقاء نظرة على هذا؟ |
| İzninle güvenlik kamerasının kayıtlarına bakabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني إلقاء نظرة على الأشرطة الدائرة المغلقة؟ |
| İşin bittiği zaman Bronty'nin yavrusuna bakabilir miyiz Baba ? | Open Subtitles | هَلّ يمكننا إلقاء نظرة على مهرةِ برونتي ؟ عندما ننتهي من ذلك ، أبي؟ |
| Özür dilerim, beyler. Çardak rezervasyon formunuza bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | أعذروني أيّها السادة المحترمين هل يمكنني إلقاء نظرة على استمارة حجز الشرفة؟ |
| Aşağı inip... Adamlarına bakabilir miyim? | Open Subtitles | أتمانع إذا هبطت لأسفل فأنا أريد إلقاء نظرة على هذا الرجل |
| Dosyayı getirdim. göz atmak ister misin? | Open Subtitles | لقد أحضرت المغلّف هل تريد إلقاء نظرة قصيرة ؟ |
| Evet, ama önce buna bir göz atmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | نعمـ لكن ربما عليك إلقاء نظرة على هذا أولاً |
| O zaman seni aramizda görmek istiyoruz, 1 Mart'ta antremanlar basliyor. | Open Subtitles | حسناً, نحن مازلنا نريد إلقاء نظرة عليك بمخيمنا الصيفي في اريزونا بالأول من شهر مارس |
| Benimle aşağı gelip, bir bakar mısın? Görüşürüz, Hal. | Open Subtitles | هل تود المجئ معى إلى أسفل و إلقاء نظرة عليها معى. |
| İstersen bakabilirsin. Evde duruyor. | Open Subtitles | يمكنكِ إلقاء نظرة عليه إن رغبتِ إنه في المنزل |
| Oynamak istemiyorum. Sadece bir saniyeliğine içeriye bakmam lazım. | Open Subtitles | لا أريد اللعب، أريد فقط إلقاء نظرة في المكان |
| Seyyar ultrasonu getirin. Karnına bakmamız gerek. | Open Subtitles | أحضري جهاز الموجات فوق الصوتيّة علينا إلقاء نظرة على بطنها |
| Bir göz atabilir miydiniz? | Open Subtitles | و قد إلتوى كاحلها هلاً يمكنك إلقاء نظرة عليه ؟ |
| Ama buna yakından baktığınızda, bakın burada ne var. | TED | ولكن عند إلقاء نظرة أقرب على هذا، انظروا إلى ما هناك. |
| Kendimizin bakması gerektiğini düşünüyorum, karar verebilmemiz için. | Open Subtitles | أظن أنه يجب علينا إلقاء نظرة لنحسم الأمر مع نفسنا |
| Biraz eğilsen de yakından baksam ya? | Open Subtitles | لما لا تنحنين بشكل أقرب, ليمكنني إلقاء نظرة عليهم؟ |
| - Maalesef ev turu sona erdi. - Hızlıca bakmayı umuyordum. | Open Subtitles | لسوء الحظ انتهى البيت المفتوح كنت آمل إلقاء نظرة خاطفة سريعة |
| Sadece bakacağım. Kız kardeşinize bu kadarını borçluyum. | Open Subtitles | فقط علي إلقاء نظرة فأنا أدين لأختك بالكثير |