"إلى الطريق" - Translation from Arabic to Turkish

    • yola
        
    • yoldan
        
    • yol
        
    • yolda
        
    • yollara
        
    • doğru yolu
        
    • araba yoluna
        
    Neredeyse yola ulaşmıştı ki içini kötü bir his kapladı. Open Subtitles كانت قد وصلت تقريبا إلى الطريق حين انتابها شعور سئ.
    Bir daha onu yola çıkarmam konusunda beni ikna etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لك بأن تقنعني أبداً بأن أصطحبها إلى الطريق مرة أخرى
    ve yola gelmiş olmalıydım, çünkü iki araba durmuştu ve konuşan insanlar duydum. Open Subtitles وكان ينبغي ان أصل إلى الطريق, لأن سيارتان كانتا متوقفتان, وسمعت اناس تتكلم.
    "Ördek yoldan aşağı koşmaya başlamış ve bir havuz bulana kadar da koşmaya devam etmiş." Open Subtitles جرت البطه إلى الطريق وإستمرت فى الجرى حتى وجدت بِركه
    Bu zamana kadar, Tanrı'nın bana yol göstermesi için dua ettim. Open Subtitles أقصد , طوال الوقت كنت ادعو الله أن يرشدني إلى الطريق
    Hayatımı kurtardı, bana baktı, doğru bir yolda olmamı sağladı. Open Subtitles لقد أنقذت حياتي، واعتنت بي، و وجهتني إلى الطريق المستقيم.
    Seni öylesine kızdırdı ki, iki numaralı kafa bandını bulup bir numaralı için savaşmak adına tekrardan yollara düşeceksin! Open Subtitles اغضبك هذا الشي , لدرجه اعادك إلى الطريق من جديد لتجد ربطة الرأس رقم 2 من جديد لكي تحارب رقم واحد من جديد ؟
    Siz bize doğru yolu gösterin, biz oradan evimize döneriz. Open Subtitles وجهونا إلى الطريق الصحيح فحسب، وسوف نعثر على طريقنا للوطن
    Bunun yerine 6. yola git. Orada bir benzinlik buluruz. Open Subtitles إذهب إلى الطريق 6 بدلا من ذلك سنجد محطةً هناك
    KB: yola bak, yola bak. TED كيث بارى: انظري إلى الطريق، انظري إلى الطريق
    Kathryn: Hayır, hayır, hala sadece yola bakıyorum. TED كاترين :نعم، ولكنني ما زالت أنظر إلى الطريق
    Kathryn: yola bak -- (Bip) Hala o kahrolası göz bağını takıyorsun. TED كاترين :انظر إلى الطريق لا زلت تضع عصابة العينين هذه
    Oğlu tarafından evinden yola çıkarılan yaşlı kadın ağlıyordu. TED إمرأة مسنة, تبكي حملها إبنها إلى خارج منزلها إلى الطريق
    Ana yola git. Bir araba durdur. Yardım getir. Open Subtitles إذهب إلى الطريق الرئيسية و حاول أن توقف سيارة أحضر بعض المساعدة إلى هنا, تحرك
    Bana bakma, yola bak. Kazalar böyle oluyor işte. Open Subtitles لا تنظر لىّ, أنظر إلى الطريق هكذا تحدث الحوادث
    yola baktılar ve 15 santimetre aşağıda olduğunu söylediler. Open Subtitles نظروا إلى الطريق وقالوا بأنّه كان منخفض 15 سنتيمتر عن مسـتواه
    Sen... Sadece geçen sefer yanlış yola saptın o kadar. Open Subtitles الآن أنتِ ذهبتِ إلى الطريق الخطأ المرة السابقة هذا كل شيء
    Yanaşır ve öğle vakti yola ulaşırız. Open Subtitles سنرسوا ونصل إلى الطريق الداخلى بحلول الظهر
    "Ördek yoldan aşağı koşmaya başlamış ve bir havuz bulana kadar da koşmaya devam etmiş." Open Subtitles جرت البطة إلى الطريق واستمرت في الجري حتى وجدت بركه
    Bizi kurtaracaksın. Tanrı'nın parmağı sana yol gösterecek Open Subtitles سوف تحررنا و تنجينا سوف يهديك الله إلى الطريق
    Hıristiyan tüm gücüyle onu kapıya götürecek yolda koştu. Open Subtitles وهكذا جرى المسيحي بكل قوته إلى الطريق الذي سيؤدي به للبوابة
    Hazır laf açılmışken yollara koyulalım. Open Subtitles بالنسبة لهذه الملاحظة، لنعيد هذا السيرك إلى الطريق.
    Ben sadece çocuklarını geri almaya ve doğru yolu bulmaya çalışan bir sabıkalıyım. Open Subtitles أنا مجرد مجرم سابق أحاول أن اعود إلى الطريق المستقيم و أن استعيد أطفالي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more