"إمتلاك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahip
        
    • sahibi
        
    • olması
        
    • ele
        
    Beverly Hills'teki her eve sahip olabilirsin, ve benimkisi olmalıdır. Open Subtitles تستطيعين إمتلاك أي منزل في بيفرلي هيلز وتريدين إمتلاك منزلي
    Bana göre bir kocaya sahip olmak, kiliseye gitmeye benziyor. Open Subtitles يبدو لي أن إمتلاك زوج يشبه قليلاً الذهاب إلى الكنيسة.
    Devasa bir oyuncağa sahip olmuş gibiydim. TED وكان إمتلاك الكرسي المتحرك مثل إمتلاك لعبة جديدة كبيرة.
    Evet, bar sahibi olmanın kızlarla tanışmak için iyi bir yol olduğunu duymuştum. Open Subtitles أجل ، لقد سمعت أن إمتلاك بار . هي طريقة مذهلة للقاء الفتيات
    Çocuk sahibi olmak sana yakışıyor, biliyor musun? Open Subtitles يبدو أن إمتلاك الأطفال يتناسب معك، أتعلمين ذلك؟ تـُبــدين أكثر جمــالاً من أي وقت مضى
    Tam işlerim şirkette yolunda gitmeye başladı, ve kendi bürom olması hoşuma gidiyor. Open Subtitles أنا توا بدأت تمشية الأمور في الشركة، وأنا أحبّ حقا إمتلاك مكاني الخاص
    Teröristlerin onları ele geçirmek istediğine dair somut delillerimiz var. TED لدينا أدلة دامغة على أن الإرهابيين يحاولون إمتلاك هذه الأسلحة.
    Kitabın pasajlarının tekrar edilmesi ile... bu karanlık ruha yaşayanlara sahip olma hakkı verilir. Open Subtitles خلال ما قيل بممرات الكتاب بأن هذه الروح المظلمة أعطيت إذن إمتلاك الحياة
    Ve Ed'in bir sonraki haklı isteği canlı bir yaratığa sahip olmaktı. Open Subtitles آد كانت تشعر أن إمتلاك طفل هى الخطوة المنطقية التالية
    Kendi jetine sahip olmaya yetecek kadar. Open Subtitles غنياً بما فيه الكفاية ليُمكّنك ، من إمتلاك طائرة خاصّة بك
    sahip olduğum herşeyi seviyorum. Yanlış mı? Open Subtitles وأنا أَحبُّ إمتلاك كُلّ هذه الأشياءِ هَلْ ذلك خاطئِ؟
    Ama ülkemi seviyorum ve Fransızlar'ın Amerika'nın en iyi tablosuna sahip olması düşüncesine dayanamıyorum. Open Subtitles لكني أحب بلادي وأنا لا أستطيع تفهم فكرة إمتلاك الفرنسيين صورة أمريكا الأعظم
    Kendi üzüm bağına sahip olma hayalin, sahiden gerçekleşmiş. Open Subtitles حلمك في إمتلاك مزرعة عنب للنبيذ أصبح حقيقة
    Markette yanıma alabileceğim bir arabaya sahip olmak güzel. Open Subtitles من اللطيف إمتلاك سيارة يمكنني أن آخذها معي إلى المتجر
    Hiçbir ölümlü bu kadar büyük bir güce sahip olmamıştır. Asla. Open Subtitles لم يسبق لبشرياً إمتلاك هذا الكم الكبير من الطاقة مطلقاً
    Bir buzdolabı sahibi olmak neyin soğuk olacağına neyin olmayacağına karar vermek. Open Subtitles إمتلاك ثلّاجة. ان تكوني قادرة على اتخاذ القرار, ما الذي يصبحُ بارداً و ما الذي لا.
    Fazla boş vakit, az arkadaş, bilgisayar sahibi olmayı haklı gösterme. Open Subtitles وقت فراغ كثير, اصدقاء قليلون. تبرير سبب إمتلاك كمبيوتر.
    Aslan sahibi olmak hakkında çok şey öğrendim diyelim. Open Subtitles دعنا فقط نقول بأنّني تعلّمت الكثير حول إمتلاك الأسد.
    Ama silahım olması lazım. Anayasa böyle diyor. Open Subtitles لكن يتوحب علي إمتلاك مسدس هذا من حقوقي الدستوريه
    Biriyle ortak yönlerinin olması o iki kişinin birlikte olması gerektiği anlamına gelmez. Open Subtitles إمتلاك بعض أشياء مشتركة على غرار شخص آخر هذا لا يعني أن ينتهي هذان الأثنان معاً
    Çünkü, görevi altın külçelerini tekrar ele geçirmek. Open Subtitles لأن مهمّتَه... أَنْ يَكْسبَ ظهرَ إمتلاك السبائك الذهبيةِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more