| İki türlü de bu iş Bitti. Gerçek Dedikoducu Kız döndü. | Open Subtitles | في أي حال ، لقد إنتهي الأمر وعادت فتاة النميمة الحقيقة |
| Konferans sonunda Bitti, ve maça devam ediyoruz. | Open Subtitles | حسناً, لقد إنتهي المؤتمر ونحن مستعدون للبدء |
| Zaman doldu, millet. Kalemleri bırakın. | Open Subtitles | إنتهي الوقت , ضعوا الأقلام |
| - Pekala, beyler. oyun zamanı doldu. | Open Subtitles | -حسناً أيها الرفاق، إنتهي اللعب |
| Bitti. sona erdi. Ben bıraktım. | Open Subtitles | لقد إنتهي الأمر، لقد مضيت قدمًا أقترح عليكم أن تقوموا بالمثل. |
| Pazartesi cevap bekliyorum. Toplantı bitmiştir. | Open Subtitles | نريد جوابا بحلول يوم الإثنين توم إنتهي الإجتماع |
| Bu dünyanın işinin çoktan bittiğini sanmıştım, ama aslında fazla iyimser düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أن العالم إنتهي مسبقاً قبل فترة أظن أنني قللت من خطر هذهِ الحالة |
| Boş ver sen. Sandviçini bitir de uykuna geri dön. | Open Subtitles | أنتي فقط إنتهي من أكل ساندويشك و من ثم إرجعي للنوم ثانية |
| - Steele'in işini tamamla ve çantayı bul. | Open Subtitles | إنتهي من عملية المروج و أعثري على الحقيبه |
| Bunu zaten yaptı. Meclis'in önünde tanıklık yaptı ve her şeyin bittiğine yemin etti. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا بالفعل بشهادتها أمام الكونجرس وقسمها علي هذا إنتهي |
| Burada yapacak bir şey kalmadı artık. Her şey Bitti. | Open Subtitles | ليس هنـاك شيئاً يمكنك فعلـه هنا الأمر قـد إنتهي ، |
| Umarım buna değer, çünkü Bitti. | Open Subtitles | أتمني أن الأمر يستحق، لأن ما بيننا إنتهي. |
| Bunlara göre tekerlekli sandalye yapmıyorlar ki. İşi Bitti adamım. | Open Subtitles | لا يصنعون كراسي المعوّقين الصغيرة له لقد إنتهي أمره، يا رجل |
| Zaman doldu. Grup toplanıyor. | Open Subtitles | إنتهي الوقت ستبدأ المجموعة |
| - Vakit doldu. | Open Subtitles | لقد إنتهي الوقت |
| Zamanın doldu. | Open Subtitles | لقد إنتهي الوقت |
| O dünya sona erdi. | Open Subtitles | ذلك العالم إنتهي. |
| Sen bittin. Eğlence sona erdi. | Open Subtitles | لقد إنتهيتِ , إنتهي وقت المرح |
| Chavez'i yakaladığında, çalışma saatleri sona erdi, canımın içi. | Open Subtitles | وعندما قبضت على (شافيز) إنتهي العمل ياعزيزي |
| Bu işler burada böyle yürümez. Toplantı bitmiştir. Hadi Monk. | Open Subtitles | ليس هكذا تدار الامور هنا الاجتماع إنتهي |
| bu röportaj bitmiştir. | Open Subtitles | هذا اللقاء إنتهي. |
| Evliliklerinin neden bittiğini öğrenmeye çalışıyorum da. | Open Subtitles | أيمكنني أن أسأل لم أنت تسال . ؟ أنا أحاول فقط أن أعرف لم ذلك الزواج إنتهي |
| Hadi ama, büyük ihtimalle Chuck'a temelli bittiğini söylüyordur ve bahse girerim şimdi buraya doğru geliyordur. | Open Subtitles | ربما كانت تخبر تشاك أن ما بينهم قد إنتهي وأعتقد أنها في طريقها لهنا الأن |
| - Onu bitir de sana taze bir tane hazırlayayım. | Open Subtitles | إنتهي من هذه، و سأحضر لك أخرى لتأخذها معك. |
| Fargo'ya yardım etmek istiyorsan Shaw'ın envanterini tamamla. | Open Subtitles | أتريد مساعدة "فارجو" ، إنتهي من جرد "شو" |
| Artık bu iş bittiğine göre hiçbir şey seni durduramaz. | Open Subtitles | ولكن الآن قد إنتهي كل هذا لا شيء ممكن أن يوقفك |
| -Ama bittiğinde, her zamankinden daha sahte olduğunu hissettim. | Open Subtitles | لكن عندما إنتهي ذلك، شعرت أكثر بوهمٍ أكثر من أى وقت مضى. |