"إنها مثل" - Translation from Arabic to Turkish

    • gibi bir şey
        
    • gibidir
        
    • Bu sanki
        
    • Tıpkı
        
    • gibiler
        
    • gibiydi
        
    Sanki bir ruh dünyasının ölçümünü yapmak gibi bir şey. Open Subtitles إنها مثل قياس عالم الأرواح أو شيء من هذا القبيل.
    Annem evde kalıyor, ben okulu ekiyorum, tatil gibi bir şey. Open Subtitles أمي تبقي فى المنزل، أنا أغفل عن المدرسة إنها مثل الأجازة
    Annenin sana hiç bir zaman sahip olamazsın dediği arabaya sahip olmak gibi bir şey. TED إنها مثل السيارة التي تريدها دائما، وأن والدتك قالت أنك لم تتمكن من الحصول عليها.
    Adamın ilk kız arkadaşı ya da ilk muamelesi gibidir. Open Subtitles إنها مثل أوّل حبيبة لك، أو أوّل مرّة تضاجع فيها
    Biliyor musunuz? Bu, dönen topun resmi sporu gibidir. TED أتعرف؟ إنها مثل الرّياضة الرسميّة لهذه الكرة الدوّارة.
    Bu sanki bir Reha Muhtar ya da Cartel virusu gibiydi. Open Subtitles إنها مثل جرثومة مدمرة جرثومة من النوع الثقيل
    Tıpkı Rorschach testi yapan kişiler gibi. TED إنها مثل ذلك الشخص الذي خضع لاختبار روساش.
    Dünyanın her yanında devrimler yapılıyor. Ekin gibiler. Open Subtitles يبدو لي أن الثورات بكل انحاء العالم، إنها مثل الهراء
    Evet, VW'den dönüştürülmüş gibiydi... yüksek süspansiyoluyduda. Oh, müthişti, adamım. Open Subtitles إنها مثل سيارة معدلة حديثاً, بها رفوف مصفحة عالياً, إن شكلها رائع يارجل
    Kesinlikle, 20 yıldır polis teşkilatında çalışıyor. Hepimize öğretmenlik yaptı gibi bir şey. Open Subtitles بالتأكيد , إنها كانت في الجيش لمدة 20 عاماً إنها مثل وكر الأم بالنسبة لنا جميعاً
    Rulette kaybetmek gibi bir şey. O tatlı acı var. Open Subtitles "إنها مثل الخسارة في لعبة "الروليت .هناك تلك اللدغة اللذيذة
    Matematiğin Nobel ödülü gibi bir şey. Open Subtitles إنه حقاًً شىء كبير إنها مثل جائزة نوبل للرياضيات
    Aynen schpupel şampiyonu Fjurg Van Der Ploeg'i 'schpupel' maçında yenmeye çalışmak gibi bir şey. Open Subtitles إنها مثل محاولة هزيمة بطل لعبة شبوبل فيروق فان دير بليوق في لعبة الشبوبل
    Gözlerimin rengi gibi bir şey. Değiştiremem onları. Open Subtitles إنها مثل لون عينيّ ، لا أستطيع أن أغيرهم
    Sanki aldığında, aşırı yükleme gibi bir şey oluyor. Open Subtitles إنها أشبه بـ .. عندما تكون بهذه الحالة ، إنها مثل الحمولة الزائدة
    Karot dediğim de, buz karotu gibidir, ama iklimsel değişikliğin tabakaları yerine insanların oturdukları yerleri arıyorsunuz. TED وعندما أقول حفريات، إنها مثل الحفريات في الثلج، ولكن بدلاً من طبقات من التغير المناخي نبحث عن طبقات من التعمير البشري.
    Takım liderim Wynne'in bir keresinde dediği gibi, bu birine dövme yapmak gibidir. TED وكما قال لي رئيس الفريق واين في إحدى المرات، إنها مثل وشم شخص ما.
    Bu, baledeki en zor sekanslardan biridir ve o otuz saniye boyunca Siyah Kuğu, sürekli hareket hâlinde olan bir "topaç insan" gibidir. TED إنها واحدة من أصعب المتتاليات في الباليه وبالنسبة لهذه الـ 30 ثانية أو نحو ذلك إنها مثل إنسان متقن للحركة الدائبة
    Bu sanki işaret dilimin görücüye çıkması ya da işaret dili final sınavım gibi. Open Subtitles إنها مثل حفلة ظهوري بالإشارة. أو مثل اختبار لغة الصم الأمريكية النهائي.
    Bu sanki hentbol iskambil ya da bunlar gibi bir şey. Open Subtitles إنها مثل كرة اليد أو لعبة الأوراق أو نحو هذا لعبةالـ(سترايت)عليكأنتكون..
    O, Tıpkı annemin koleksiyon yaptığı porselen heykelciklerden biri gibi. Open Subtitles إنها مثل إحدى أولئك - التماثيلِ الخزفِيه التى تجمعهم امى
    Tıpkı gizli kamera gibi. Böylece onu bulup kazığı kıçına sokabiliriz! Open Subtitles إنها مثل آلة تصوير مراقبةِ، لذا يُمْكِنُ أَنْ .نجِدْه وندق وتد به
    Olay yerindeki tüm aletler bir perspektif düzene bağlı gibiler. Open Subtitles كلّ الأدوات فى موقع الجريمة إنها مثل درس تعليمى فى إتقان الأبعاد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more