| Ama o iskele beş yıl önce yandı, haberi okumuşum. | Open Subtitles | لكن الجسر احترق منذ خمسة سنوات فلقد قرأت عن الموضوع |
| Yağlar parafin vazifesi gördü, yavaş ve yoğun bir biçimde yandı. | Open Subtitles | الدهن فعل مثل ذوبان الشمعة احترق بشكل حار بطئ شديد |
| Evi yanmış. Yedi çocuğu var ve hiçbir güvenceleri de yok. | Open Subtitles | لقد احترق ، إن لها سبعة أطفال وليس هناك تأمين لها |
| Bize ihanet ettin keşiş. Şimdi yan cehennemde! | Open Subtitles | لقد خنتنا ايها الراهب الان احترق في الجحيم |
| Buraya geldiğimiz gün yanıp kül olan süpermarketi kim tamir edecek? | Open Subtitles | ومن سيعيد بناء السوبر ماركت الذي احترق يوم وصولنا إلى هنا؟ |
| Evet, ben o şeyi yanan evin enkazında bir yerde bulduk. | Open Subtitles | نعم ، تم العثور عليها في حطام اسفل المنزل الذي احترق |
| Ajay diri diri yandı ve senin tek düşünebildiğin beni yurt dışına göndermek. | Open Subtitles | أجاى احترق حيا و كل ما تستطيع أن تفكّر به أن ترسلنى خارج البلد؟ لقد قتلته |
| Alex vardı, ama bir deneyde feci biçimde yandı. | Open Subtitles | أحتاج لشريك في المخبر كنت مع أليكس و لكنك احترق بشدة في تجربة |
| Alex vardı, ama bir deneyde feci biçimde yandı. | Open Subtitles | أحتاج لشريك في المخبر كنت مع أليكس و لكنك احترق بشدة في تجربة |
| Önem verdiğim her şey ve herkes 4 hafta önce yandı gitti. | Open Subtitles | كل شخص وكل شي كنت اهتم به احترق منذ اربعة اسابيع |
| Yıllar önce yanmış ve terkedilmişti ama içimde onunla ilgili bir his vardı. | Open Subtitles | لكنه احترق منذ عدة سنوات تركوا للموت لكن كان لدي شعور ما بشأنه |
| Gözlerin, gözyaşından öylesine kapanmıştı ki o caddede yerde yatan yanmış cesedin bana ait olmadığını göremedin. | Open Subtitles | عيناك كانتا ممتلئتان بالدموع كى ترى اننى لم اكن الشخص الذى احترق فى ذلك الشارع |
| Bana öyle geliyor ki bu civarda yaşayan, ...ve elimizdeki tarife uyan, gevrekleşene kadar yanmış bir adamı bulmamız çok zor olacak. | Open Subtitles | سوف نواجه العديد من المشاكل للحصول على وصف شخص احترق كاملا |
| Dengeyi sağla yada günahların yüzünden yan. | Open Subtitles | وازن الميزان أو احترق بسبب ذنوبك |
| Yangınları söndürmek için deli gibi uğraşıyorum ama kafamın içinde küçük bir ses "yan bebeğim, yan" diye haykırıyor. | Open Subtitles | تعملين بجهد لإخراجهم ولكن جزء صغير حقير منك يفكر " احترق أيها الطفل احترق " |
| Zamanı geriye alamam ama keşke oyuncak evim yanıp kül olsaydı. | Open Subtitles | لم أصل في الوقت المناسب كان منزل الألعاب قد احترق كلياً |
| Fakat yanan bir ateşe çok yaklaşmaktan kaçınmalı yoksa kesin birisi yanar. | Open Subtitles | ولكن نتجنب الاقتراب الشديد من اللهيب الواسع، وإلا احترق أحدنا بلا ريب. |
| Nehir çok kirliydi. Aslına bakarsan bir keresinde yanmıştı bile. | Open Subtitles | أتعلمين , ذلك النهر لشدة تلوّثه قد احترق احدى المرات |
| O kazada yanarak ölen bir de çocuk vardı. | Open Subtitles | بل.. فقد قتل صبي في الحادث احترق حتى الموت |
| Yanıyorum! Çok acıyor. | Open Subtitles | انا احترق, انه يؤلم |
| Bombaların ikinci kuyrukluyıldızı paramparça ettiğini milyonlarca küçük buz ve kaya parçasının atmosferimizde zararsızca yandığını ve gökyüzünü bir saat aydınlattığını seyrettik. | Open Subtitles | كما رأينا القنابل فتتت المذنب الثانى لملايين القطع الصغيرة الذى احترق بشكل غير ضار بغلافنا الجوى |
| Uyuşturucu laboratuvarı alev aldığı için, ailesinin evini yakmak suçundan tutuklanmıştı. | Open Subtitles | كان في السجن لأنّه أحرق منزل والديه حين احترق مختبر المخدرات |
| uğursuzluk sadece set yandığında sana değerinin 4 katını veren sigorta şirketinin başındaydı! | Open Subtitles | اللعنة فقط كانت لشركة التأمين التي أعطتك أربع مرات قيمة الأستوديو عندما احترق |
| Ama... o zaman da yanıyor. | Open Subtitles | لكن سيضيع الطعام هباءً إذا احترق |
| Adam, üç gün sonra, garajındaki bir yangından kıl payı kurtuldu. | Open Subtitles | و بعد ثلاث أيام و بصعوبة هرب من حريق في كراجه الذي احترق |