| Bu cinayete kimi kurban seçersen, sadece ölmeyi hakettiğinden emin ol. | Open Subtitles | أياَ كان من تقررون قتله فقد احرص على أنه يستحق الموت |
| Barmen ve bardakilerden birilerinin konuşmanı duyduklarından emin ol. | Open Subtitles | احرص على أن عامل الحانة أو غيره يستمع للحوار |
| Onunla git, adamım. Dışarı çıktığından emin ol. Git! | Open Subtitles | رافقه يا صاح، احرص على أن يخرج، اذهب، اذهب |
| İşte tüfeğin. Gemide kuru olmasına Dikkat et. | Open Subtitles | هذا سلاحك احرص على أن تبقيه جافا وأنت على السفينة |
| Her gün en az üç sayfa okumasını sağla. | Open Subtitles | احرص على أن يقرأ ثلاثة صفحات على الأقل كل يوم |
| Hemen havaalanına gidin, ve bu sefer kaçmadığından emin olun. | Open Subtitles | . ؟ اذهبإلىالمطار, و احرص على ألا يهرب هذه المرة |
| Bir dahaki sefere, aspirinle birayı karıştırmamaya dikkat edin. | Open Subtitles | في المستقبل، احرص على ألا تخلط الأسبرين بالخمر |
| Zaman başladı. Vedalarını etmeyi unutma. | Open Subtitles | بدأ العد التنازليّ من الآن، احرص على توديع أعزائك. |
| Pekala, sadece hepisini yediğinden emin ol. Sen gelişme çağındaki bir çocuksun. | Open Subtitles | حسناً ، احرص على أن تتناولها كلها فأنت ما زلت في طور النمو |
| Bu yüzden herkese söylüyorum. Bölümdeki herkesin bildiğinden emin ol. | Open Subtitles | لذا سأخبر الجميع احرص على أن تخبر كل مَن فى قسمك |
| Sadece hiçbirşey içmediğinden emin ol. | Open Subtitles | ستلزمني ساعتان لاحضار غوين احرص على ألا يشرب شيئاً |
| ne olursa olsun yap,ve sizi görmediğinden kesinlikle emin ol, İşaretimi bekle | Open Subtitles | مهما يحدث، احرص على ألاّ يراك تفعل ذلك، انتظر إشارتي. |
| Yetişemezsem, bedava saç ürünlerini aldıklarından emin ol. | Open Subtitles | إن لم ألحق به، احرص على أن يحصلوا على منتجات الشعر المجانية |
| Tomografi çekilmesi gerek. Boynunun sabit durduğundan emin ol. | Open Subtitles | أعلمهم أنه يحتاج إلى صورة مقطعية احرص على ابقاء رقبته ثابته أظن أنها متضررة |
| Swat timinin gözleri sende olsun. Bundan emin ol. | Open Subtitles | احرص على أن يبقي رجال فرقة التدخّل أعينهم عليك |
| Her şeyi aldığından emin ol. Bir daha buraya gelmek için bir bahanen olsun istemiyorum. | Open Subtitles | احرص على أن تأخذ كلّ شيء، فلا أريدك أن تستخدم ذلك كعذر للعودة |
| Aynı istikametten gidip geleceğinden emin ol, tamam mı? | Open Subtitles | احرص على اتباع نفس الطريق التي سلكناها إلى هنا، مفهوم؟ |
| İyi çıkış! Dikkat et, bu yükseklikte burnun kanamasın! | Open Subtitles | احرص على أن لا ينزف أنفك هنا تبدو وكأنك تنزف |
| Sadece sana eşit miktarda vurmasını sağla ki amnezi olma. | Open Subtitles | احرص على أن تتلقى عدداً زوجياً من اللكمات، حتى لا تفقد ذاكرتك. |
| O yüzden tedavi olmadan önce, uykusuzluğunuzun insomniaya bağlı olduğundan emin olun. | TED | لكن قبل التماس العلاج. احرص على أن يكون عدم قدرتك على النوم ناجما عن الأرق. |
| dikkat edin yaralanmasın, randevumuza sağlam gelsin. | Open Subtitles | احرص على ألاّ يجرح نفسه أود أن أراه جاهزاً للموعد المرتقب |
| Basınç sensörünü patlamadan önce aktive etmeyi unutma. | Open Subtitles | احرص على تفعيل محسّ الضغط قبل التفجير. |
| Kendine iyi bak Henry, çünkü bu dünyada sahip olduğum tek şey sensin. | Open Subtitles | احرص على ذلك هنري لأنك كل ما املك |
| Kan kaybından öldüğüne emin olmak için 10 dakikaya geri geleceğim. | Open Subtitles | ساعود خلال 10 دقائاق احرص على ان تكوون قد نزفت كلياً |
| Suç kaydı için rıhtım fişlerini kontrol etmeyi unutmayalım. | Open Subtitles | احرص على تفقدنا لحمولات الميناء بحثاً عن سجلات إجراميّة |