| Ona duvarlara yazı yazmamasını söyledik. | Open Subtitles | لقد اخبرناه بان لا يكتب هذه الامور على الحائط |
| Ona, beklenmedik olanı beklemesini saldırıya uğrayabileceğini bununla herhangi bir popülerlik yarışmasını kazanamayacağını söyledik. | Open Subtitles | اخبرناه أنه عليه أن يتوقع ما هو غير متوقع وأنه من الممكن أن تتم مهاجمته وأنه لن يفوز بأي مسابقات شعبية بهذه الطريقة |
| İlacın etkisi geçince hislerin geri geleceğini söyledik, ama aşıya hamamböceği larvaları koyduğumuzda ısrar etti. | Open Subtitles | اخبرناه بأن الشعور سيرجع عند إنتهاء مفعول الأدوية لكنه أصر بأننا وضعنا يرقات صرصور في لقاحه. |
| Eğer gönüllülerin profillerini çıkaracağımızı söylersek bizi engelleyebilir. | Open Subtitles | لو اخبرناه اننا نبحث عن متطوعيين حتى نتمكن من تحليل من سيظهر ربما يلغى الامر برمته |
| Birkaç kez sorduk. Bunun olabileceğini söylemiştik. | Open Subtitles | لقد سألناه عدة مرات ,اخبرناه مايمكن أن يحدث |
| Ters sonuçlar verir. Bunu ona söyledik. | Open Subtitles | كانت له ردود فعل عكسية ، لقد اخبرناه بذلك - وقد انضم اليه 11 شخصا - |
| Bunu ona söyledik. Bunun üzerine o ve 11 kişi daha bizden ayrıldılar... ve bu yeraltı ordusunu kurdular. | Open Subtitles | كانت له ردود فعل عكسية ، لقد اخبرناه بذلك - وقد انضم اليه 11 شخصا - |
| Ona dedesi olduğunu söyledik. | Open Subtitles | اخبرناه انك جده |
| Ona duymak istediğini söyledik. | Open Subtitles | اخبرناه مايود سماعه |
| Öldüğünü söyledik. | Open Subtitles | اخبرناه انك مت |
| IRIS ile nasıl iletişime geçebileceklerini söylersek bizi koruyacağını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه سيحمينا اذا اخبرناه بكيفية الإتصال بآيريس |
| Ona deneyeceğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | لا, لقد اخبرناه اننا سنحاول |
| Ona büyümesini söylemiştik. | Open Subtitles | لقد اخبرناه بأن ينضج... ـ |