| Bir sabah uyandım, annem ağlıyordu. Onu bir daha hiç görmedim. | Open Subtitles | استيقضت يوما ما ووجدت امي تبكي لم اره من بعد ذلك |
| İçki onu çarpmış olabilir, fakat onu asla gerçekten sarhoş görmedim. | Open Subtitles | يمكنه ان يحتسى مشروبا, ولكنى لم اره ابدا سكرانا |
| Geleceğine dair en küçük bir fikrim yoktu. Aylardır görmedim onu. | Open Subtitles | لم يكن لدىّ ادنى فكرة بقدومه هنا, فانا لم اره منذ شهور |
| Steve'in daha önce görmediğim bir başka yanı varmış meğer. | Open Subtitles | وكان هناك وجها آخر للستيف الآن لم اره من قبل |
| Çok korkuyorum. Onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | إننى خائفة جداً . إننى لم اره هكذا من قبل |
| Obelisk Tormentor, gerçek güç neymiş göster. | Open Subtitles | ايها العملاق المعذب اره معنى القوه الحقيقيه |
| Herhalde iyidir Ellie. Onu bu akşam görmedim. | Open Subtitles | حسنا اعتقد انه بخير ايلى لم اره هذا المساء |
| Bilmiyorum. Ben de hiç görmedim. Fakat burada bir tane daha var. | Open Subtitles | انا لم اره من قبل لكن ها هو مجددا في ستورجيس, جنوب داكوتا |
| Ferris'te çalıştığımdan beri görmedim on ya da yirmi yıl önce. | Open Subtitles | أنا لم اره منذ كنت اعمل في فيريس ويل منذ عشرة,ربما عشرين سنة |
| Onu bütün gün görmedim. Ve buraya ne şekilde vardığımızı bilmem gerek. | Open Subtitles | انا لم اره طوال اليوم و كان علي ان اعرف ما و ضعنا |
| Bütün gün onu görmedim ve ne durumda olduğumuzu çözmem lazım. | Open Subtitles | انا لم اره طوال اليوم و كان علي ان اعرف ما و ضعنا |
| Niye bana öyle şüpheliymişim gibi bakıyorsun? Onu görmedim! Sakinleş. | Open Subtitles | لماذا تنظر الي بهذه الريبة انا لم اره الان |
| Eğer sana görmedim diyorsam, görmemişimdir. | Open Subtitles | عندما اقول لك انني لم اره فانا حقا لم اره |
| Eğer sana görmedim diyorsam, görmemişimdir. | Open Subtitles | عندما اقول لك انني لم اره فانا حقا لم اره |
| Çalışmak için gelmedi, o zamandan beri onu görmedim. | Open Subtitles | , وبعدها لم يظهر في العمل .ولم اره من وقتها |
| Malcolm'un gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir şey gördüm: | Open Subtitles | لقد رأيت شيء في عيون مالكوم لم اره من قبل,الخوف |
| Bu iple bir at yakalamayı düşünüyordum. Hiç görmediğim bir at. | Open Subtitles | كان من المفترض ان امسك حصانا بهذا الحبل حصانا لم اره منذ ذلك الحين |
| Bana karakterin hiç görmediğim bir yanını gösterdin bile. | Open Subtitles | لا.. لا لقد اريتني جزء من تمثيل لم اره من قبل |
| Onu hiç böyle görmemiştim. Tamamen delirdi. | Open Subtitles | لقد اصبح غريبا تماما انا لم اره هكذا من قبل |
| Hiç onu bu kadar mutlu görmemiştim. Bence hemen evlenmek istiyor. | Open Subtitles | لم اره ابدا بهذه السعاده يريد الزواج حالا |
| Elinde fotoğraflar var, göster ona. | Open Subtitles | احدى سيارات النيسان المدرعة لديك الصورة ، اره ذلك |
| Bu bir kalıp... Bunu göremedim. Bunların hiç birini göremedim. | Open Subtitles | النمط انا لم اره انا لم ارى اي شيء من هذا انهض من الكرسي |
| Etrafta onu görmüyorum. | Open Subtitles | لم اره في الجوار |