| Bu mahkumu sorguladım ve bir suç işlediğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لقد استجوبت هذا السجين و لم اجد رجاءا منه |
| Mahkumu sorguladım ve bir suç göremedim. | Open Subtitles | لقد استجوبت السجين ولم أجد فيه علة واحدة |
| Mahalleliyle görüştüm. Zarar görüldüğüne dair başka ihbar yok. | Open Subtitles | لقد استجوبت من يسكن بالشارع لا يوجد أية تقارير أخرى عن التخريب |
| Polis Bree'yi sorguladı ve davada ilerlediler. | Open Subtitles | عزيزي استجوبت الشرطة بري و بدأت تقدم قضيتها |
| Mösyö Leverson'ı sorguladınız mı? | Open Subtitles | لا بد من أنك بالتأكيد قد استجوبت السيد ً ليفرسون ً بنفسه ؟ |
| - Bu adamı buraya getirmeden önce sorguladın mı? | Open Subtitles | ـ هل استجوبت هذا الرجل من قبل ؟ |
| Ama bu dayamayla açılan kapılar hakkında yurttaki öğrencileri sorgulamış olmalısınız. | Open Subtitles | لكن لا بد أنك استجوبت طلاب السكن ذو الباب المفتوح؟ |
| Polisler bu hafta bir çoğunuzu sorguya çekti. | Open Subtitles | شرطة المدينة استجوبت العديد منكم هذا الأسبوع |
| 6 kadını sorguladım. Onun kadınlar için Tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorlar, her zaman etraflarında bulamasalar bile. | Open Subtitles | لقد استجوبت 6 نساء الذين يعتقدون أنه هبة من الرب لجنسهم |
| Rehabilitasyon Merkezindeki herkesi sorguladım ve her şey tıpkı pis eski sevgilinin söylediği gibi. | Open Subtitles | استجوبت كل مقيم في منزل التأهيل ذلك، و الأمر كما قال الخليل السابق الوضيع |
| O güzel kızlardan birini bizzat sorguladım, şu ana dek bu saldırılardan... canlı kurtulan tek kişi o. | Open Subtitles | عن نفسي استجوبت خادمة هي الناجية الوحيدة من الهجمات حتّى الآن. |
| Birkaç mahkumu sorguladım, başka bir göreve gittim. | Open Subtitles | استجوبت سجينين، وقدت مهمة أخرى |
| Caldwell'i tekrar sorguladım. | Open Subtitles | . لكن لا يوجد اثر لمكان مكوثه استجوبت "كالدويل" مجدداً قال أن "برايس" أشتري |
| Bayan Curtis'i o konuda sorguladım. | Open Subtitles | استجوبت السيدة كورتيس حول ذلك. |
| ADM çalışanı, Kirk Schmidt ile görüştüm. | Open Subtitles | لقد استجوبت للتو موظف أ.د.م كيرك شميدت |
| Dulla tekrar görüştüm ama maalesef oradan bir şey çıkmadı ben de gidip süreci- | Open Subtitles | لقد استجوبت الارملة و التى كانتِ لسوء الحظ غير مفيدة ولكن قد بدأت بعملية... |
| Garcia, polis erkek arkadaşı sorguladı mı? | Open Subtitles | غارسيا هل استجوبت الشرطة المحلية الحبيب؟ |
| Sizi temsilen geldiğimi öğrenince gümrüktekiler beni 3 saat sorguladı. | Open Subtitles | لقد استجوبت تقريباً لـ3 ساعات في اللحظة التي أدرك بها موظف الجمارك إنني وكيلكِ |
| İstediğim gibi onu sorguladınız mı Leydim? | Open Subtitles | استجوبت الفتى كما طلبت منك يا سيدتي؟ |
| Bay McGuire, güvenlik duvarı atışı hakkında Dawson'ı sorguladınız mı? | Open Subtitles | سيد (ماجواير)، هل استجوبت (دوسون) بخصوص حادث إطلاق النار عبر الحدود؟ |
| Harold'ı yine sorguladın mı? -Niye? | Open Subtitles | هل استجوبت "هارولد" مرة أخرى؟ |
| Fisher'ın dediğine göre, polis L.A. Wheels şoförü Ross'u sorgulamış. | Open Subtitles | فيشر يقول ان شرطه لوس انجلس استجوبت سائق العجله الخاصه بروز |
| Ortadan kaybolduklarında polis seni sorguya almış. | Open Subtitles | نعرف أنك استجوبت بواسطة شرطة هونولولو عندما اختفيا كلاهما |