| Artık buna dayanamıyorum! | Open Subtitles | انا اكره هذا انا لا استطيع تحمل هذا بعد الآن انا اكره هذا |
| Bu akşamki çılgınlara dayanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع تحمل اولائك المجانين الليله |
| Adamların, benim kuru bokumu içine çekmeleri düşüncesine katlanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل فكرة شباب يستنشقون إفرازاتي الجافه |
| Eğer bırakırsan, Sonsuza dek seninle kalırım ama bekleyip bir felâketin içine sürüklendiğini görmeye dayanamam. | Open Subtitles | لو تركتها سوف أبقى معك للأبد ولكن لا استطيع تحمل الوقوف الى جانبك واراك تمشى باتجاه كارثه فظيعة |
| ah hayır, bu dini zırvalıkları çekemem şimdi. | Open Subtitles | اوه لا.لا استطيع تحمل تلك الاغنيه الواعظه |
| Ayrıca, 500 dolarlık kaybı kaldıramam. | Open Subtitles | بالاضافة الي انني لا استطيع تحمل خسارة خمسمائة دولار |
| Domuz gibi kokuyor. Kardeşime söyle buna katlanamıyorum. | Open Subtitles | اشم كرائحة الخنازير اخبر اخي اني لا استطيع تحمل هذا |
| Buna daha fazla dayanamayacağım, bir canavar gidiyor, diğeri geliyor. | Open Subtitles | ان لا استطيع تحمل هذا انهم وحش تلو الآخر |
| Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان |
| Buna daha fazla katlanamayacağım ben, Ponyboy. | Open Subtitles | You saw me standing alone... _BAR_ لا استطيع تحمل هذا اكثر بوني بوي! |
| Kanser olduğumdan eminim. Bu acıya dayanamıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | انا واثقة اننى مصابة بالسرطان لا استطيع تحمل الالم اسفة |
| Zira iki genç kızın posta arabasıyla yalnız seyahat etmeleri fikrine dayanamıyorum. | Open Subtitles | لانني لا استطيع تحمل فكرة تجوال شابتين لوحدهما |
| dayanamıyorum. Bridget, Kerry'nin bunu sadece sataşmak için yaptığını düşünüyor. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا , بريدجيت تعتقد بأن كيري تفعل هذا لإغاظتها فحسب |
| Hayal kırıklığına uğrayabilirim ama tamburlanmış mermere dayanamıyorum. | Open Subtitles | الكالسيوم ، ادرى انى ربما اعانى بسببه من ازمة قلبية ولكنى فقط لا استطيع تحمل ذلك |
| Daha fazla dayanamıyorum. Yapamıyorum! Sessiz olmaz istemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا، لا استطيع لا أريد البقاء هادئة |
| Bu yatak ıslatan muhafazakarlara dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا المعقّد لكونه متشدداً |
| Paramın ortalıkta gezmesine katlanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل ان تكون متداولة الآن |
| Buna artık katlanamam. | Open Subtitles | .و لا استطيع تحمل ذلك بعد الآن |
| Gözyaşlarınıza dayanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل رؤية الدموع فى عيون الصغار |
| Başkalarının acısına dayanamam. | Open Subtitles | صناعة السينما ستنهار لا استطيع تحمل ان ارى الاخرين يتألمون |
| Gregory, ortadan kaybolma huyunu şimdi çekemem. | Open Subtitles | جريجوري، لا استطيع تحمل واحدة من حركاتك الاختفائية |
| Bu baskıyı kaldıramam! | Open Subtitles | لا استطيع تحمل الضغط! |
| Archy, patlat şuna bir tane ve okula gönder çünkü artık bunların hiç birine katlanamıyorum. | Open Subtitles | ارتشي اصفعه وارسله للمدرسة لأنني لا استطيع تحمل المزيد |
| Üzgünüm. Artık daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | انا اسف لن استطيع تحمل ذلك بعد الان |
| Bu dağınıklığa tahammül edemem. | Open Subtitles | إنني فقط لا استطيع تحمل هذه الفوضى |
| Buna katlanamayacağım. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل ذلك. |
| Artık bunu kaldıramıyorum. Üzgünüm Josh. | Open Subtitles | المطلوب هو انني لا استطيع تحمل ذلك بعد الآن |