| Öğrenci değişim programıyla Hindistan'a giden... kızım Caithlin'i... yetiştirmek için istifa ettim. | Open Subtitles | استقلت لأربي طفلتي كايتلن التي تمضي عامها الأخير حالياً ببرنامج تبادل بالهند |
| Bu ilçede bulabileceğim en iyi iş, ve çoktan istifa ettim. | Open Subtitles | أفضل وظيفة على الاطلاق قد أجدها بهذه المقاطعه و استقلت بالفعل |
| İyi dinle beni. Bir açıklama yapmadım. İstifa ettim, o kadar. | Open Subtitles | لدىّ ما أقوله فى هذا الشأن, أنا لم أُدل بأى تصريح أنا استقلت هذا كل ما فى الأمر |
| 30 saniye önce 54 numara kutudan çıktığı anda işi bıraktım. | Open Subtitles | لقد استقلت منذ 30 ثانية عندما انطلقت كرة الـ 54 خارجاً |
| İşimden ayrıldım, dadıyı kovdum çünkü daha iyisini yapabileceğimi sandım. | Open Subtitles | استقلت من وظيفتي، وطردت المربية لأنه كان باستطاعتي عمل الأفضل |
| Ne yani, dizide oynamak için işi mi bıraktın? | Open Subtitles | أخبرني, هل استقلت من الظهور على المسلسل? |
| Herneyse, bu işi Bırakıyorum. Çünkü, Kate benim için tek. | Open Subtitles | على اي حال ، انا استقلت وكيت هي نصفي الأخر |
| İstifa etmem ne derece olumlu olur, teğmen? | Open Subtitles | لأي مدى ستكون تلك الصورة ايجابية إذا استقلت,أيها الملازم؟ |
| Eğer hala istifa etmediysen. | Open Subtitles | إلا أذا استقلت من الجيش في الأسبوع الماضي |
| Tüm enerjimi bu soruşturmaya harcamak için Milli Güvenlik Danışmanlığından istifa ettim. | Open Subtitles | لقد استقلت كمستشار الامن القومى لأبذل كل جهدى فى هذا التحقيق |
| Bir sonraki sabah, sahil güvenlikteki işimden istifa ettim. | Open Subtitles | في الصباح التالي، استقلت من مهمتي ضمن خفر السواحل. |
| Bunu takdir ediyorum, gerçekten ediyorum, fakat şimdi istifa ettim. | Open Subtitles | أُقدّرُ ذلك , أنا فعلا اقدر، لَكنِّي استقلت فقط . |
| Eğer istifa edersem, bundan bir saat sonra bu tesisi kimin yöneteceği konusunda hiçbir etkim olmaz. | Open Subtitles | إذا استقلت الآن لن يكون لي سيطرة على من سيدير هذه المنشأة من الآن |
| İşimi bıraktım, bir ailem olsun, ...gerçek bir hayatım olsun diye. | Open Subtitles | استقلت من الوكالة لامتلك حياة ، والحصول على حياة فعلية فعلت |
| Bize bir iyilik yap. Kendine iç çamaşırı icat et. Senin dediğin gibi işi bıraktım. | Open Subtitles | افعل لنا جميل اخترع لنفسك بعض الملابس الداخلية حسناً, لقد استقلت من عملي كم قلت لي أن أفعل |
| Ne rastlantı. Ben de doktorluğu henüz bıraktım. | Open Subtitles | يا للمصادفة لقد استقلت للتو من وظيفتي كطبيب |
| Çümkü, biliyorsun işimden ayrıldım, o yüzden... tüm gün burada bekleyebilirim. | Open Subtitles | لانه تعرف, لقد استقلت من وظيفتي, لذالك استطيع الإنتظار طوال اليوم |
| Fotokopi makineleri üreten fabrikanın yöneticisiyim ve işimden yeni ayrıldım. | Open Subtitles | إنّني المدير التنفيذي لشركة تصنع مكائن التصوير وقد استقلت لتوي. |
| Sen de bir kere bıraktın. Çekip gittin ve sonra geri geldin. | Open Subtitles | عدت ثم به هي مرّت بما ومررت مرة, استقلت فقد |
| Hayır, ama bir ara veriyorum. Bırakıyorum. | Open Subtitles | لا, لكنني سأحظى بفترة راحة لقد استقلت من العمل |
| Marianna bir trene binmiş... ve sinemadan çıkan adamın üzerine... silahını boşaltmış. | Open Subtitles | استقلت ماريانينا القطار وافرغت طلقات المسدس في جسد حبيبها عندما خرج من السينما في كاتانيا |
| Hey, Shaft,polisliği bıraktığını duydum. | Open Subtitles | شافت سمعت انك استقلت عن الشرطه |
| Ama arabaya bindi. Buradaki herkes gibi o da bu uçağa bindi. | Open Subtitles | لكنها استقلت السيارة و صعدت الطائرة مثل اي شص آخر |
| ayrıldığını veya seni başka bir yere atayacağımı söyleme. | Open Subtitles | غيديون لم يأتي ولا تقولي لي انك استقلت او سأقدم طلبا بالانتقال |
| Polisliği bırakalı iki sene oluyor. Şimdi küçük bir firma işletiyorum. | Open Subtitles | استقلت من عمل الشرطة منذ عامين أدير تجارة صغيرة الآن |
| Beni ilgilendirmez aslında, ama neden Ayrıldınız? | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا ليس من شأني, لكن لماذا استقلت من الخدمة؟ |
| Beni ilgilendirmez, ama görevinizi neden Bıraktınız? | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا ليس من شأني, لكن لماذا استقلت من الخدمة؟ |