| Aziz Augustine tam olarak aynı noktaya işaret etti. | TED | هذا ولقد اشار القديس أوغسطين إلى نفس النقطة. |
| Alistair ses perdemin asla bir Derry yerlisi gibi olmayacağını işaret etti ve bir sonraki kahvaltımızda gözden geçirmek üzere bir kaç şiir ve konuşma üslubu kayıt edecek kadar kibar davrandı. | Open Subtitles | أليستارد اشار لي أن لفظي لهذه اللكنة سوف يكشفها حشد من مقاطعة ديري المحليين وقد كان من اللطف أنه |
| Bu daha büyük bir probleme işaret ediyor geçmişe bakınca pek çok şey mantıklı gelmeye başladı. | Open Subtitles | والذي اشار الى مشكله اكبر وعندها.. في وقت لاحق.. |
| Korkudan çılgına dönmüştü, ama işaret etmeyi başarmış. | Open Subtitles | لقد جننه الخوف رغم ذلك فقد اشار للمكان |
| - Aslında, Boyle'du bunu işaret eden. | Open Subtitles | كما تعلم, بويل هو من اشار لي بها |
| İşte bu yöne işaret etmiş. | Open Subtitles | وها هو المكان الذي اشار اليه |