| Biz insanlara, onların triptofan seviyelerini etkileyen bu iğrenç taddaki içeceği verdik. | TED | فقط اعطينا الناس هذا الشراب كريه الطعم و الذي اثر على مستوى التربتوفان لديهم |
| Her istasyona daha çok para kazanabilmeleri için ilaveden birbuçuk dakika verdik. | TED | وقد اعطينا كل محطة نصف دقيقة اكثر للاعلان .. لكي يحصلوا على اموال اكثر |
| Swagger'a yeni bir savaş verdik, o da kendine yeni bir gözcü buldu. | Open Subtitles | لقد اعطينا ل ^سواجر^ حربا جديده و قد عثر علي مساعد جديد |
| Ona her fırsatı verdik. Karşılığı nasıl bu olur? | Open Subtitles | لقد اعطينا اياه كل الفرص المتاحة و كيف ترد علينا؟ |
| En azından kiliseye geleceğinize dair bir umut verin. - Evet. | Open Subtitles | اعطينا بعض الأمل على الأقل حول مجيئك للمباركة. |
| Unutmayın, gerçek bir çete olmak için kendimize 1 yıl verdik. | Open Subtitles | .تذكرو، لقد اعطينا انفسنا سنة واحدة لنصبح عصابة حقيقية |
| - İlk özel röportajı TV2'ye vermeye karar verdik. | Open Subtitles | لم لا؟ اعطينا المحطة الثانية وعد بالظهور الحصري |
| Düşmanımıza insanlığın gördüğü akıl almaz derecedeki en tehlikeli bir programı verdik ve iki masum insanın hayatını da akıl almaz bir tehlikeye attık. | Open Subtitles | اعطينا عدُوّنا البرنامج الاكثر خطورة الذي يمكن ان يتصوره أي إنسان ووضعنا حياة بريئان |
| Ağrısını azaltmak için bir miktar daha morfin verdik. | Open Subtitles | ولكن اعطينا له بعض المورفين لتخفيف الألم. |
| Söz verdik Sholto. | Open Subtitles | ليطالب بنصيبه لقد اعطينا كلمه يا شولتو |
| İçkisine koyması için Garret a küçük bir şey verdik. Moda girmesine yardımcı olacağını söyledim ona. | Open Subtitles | لقد اعطينا "جاريت" حبوبا ليضعه لها فى مشروبها وأخبرناه أنه سيجعلها فى مزاج ملائم |
| Eleştirmenlere 10 kopya verdik, yalnızca onlar görecekler. | Open Subtitles | اعطينا نسخ للنقاد فقط لاستطلاع رأيهم |
| O poz kesen tiplere, krallığın anahtarını verdik. | Open Subtitles | اعطينا اؤولاك المزيفيين مفتاح المملكة |
| İnsanları köreltmek için bir nefeslik verdik. | Open Subtitles | لقد اعطينا مصباحاً لأولئك المكفوفين |
| Bu kişiye bir isim verdik. | TED | اعطينا هذا الشخص اسم. |
| Söz verdik ve yemin ettik. | Open Subtitles | اعطينا كلمه و قسم |
| Çünkü söz verdik. | Open Subtitles | لأننا اعطينا وَعد. |
| Birbirimize hayatlarımı verdik. | Open Subtitles | اعطينا الحياة لبعضنا. |
| Adamınız vuruldu. Kapana kısıldınız. Chandler'ı bize verin canınızı bağışlayalım. | Open Subtitles | أن رجلك مصاب في قدمه ، اعطينا شاندلر ، وكلاكما ستعيشان |
| Yeter be! Oyunumuzu verin. | Open Subtitles | كفى يا رجل ، فلقط اعطينا اللعبة ، نريد اللعبة |
| Alçak gönüllü olmayın. Haydi ama, birkaç ayrıntı verin. | Open Subtitles | لا تكوني متواضعة هيا اعطينا التفاصيل |