| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bir süre daha Jim'i yiyor olacaktır. | Open Subtitles | اكره ان اقول هذا , لك ربما هو سيتسلى على جيم لفترة |
| Ailemden uzak kalmaktan nefret ediyorum ama incinmekten iyidir değil mi? | Open Subtitles | اكره ان اكون بعيده عن اهلي لكن افضل مما تكون مجروحا |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bugün Nathan'ın hayatını kurtarmış olabilirsin. | Open Subtitles | انا اكره ان اقولها ولكنك ربما تكونين انقذت حياة نايثن اليوم |
| Haydi komutan, bu benim işim, insanları tokatlamaktan nefret ederim. | Open Subtitles | بربك، ايها القائد، انها وظيفتي انا اكره ان اضرب الناس |
| 10 dakika burada oturduk. Geç kaldık. Bundan nefret ederim. | Open Subtitles | لقد جلسنا هنا لعشر دقائق اكره ان اكون متاخرا |
| Bu arada, karını kırmayı hiç istemem ama pazar gecesi durumum belirsiz. | Open Subtitles | بالمناسبة, اكره ان أخيب ظن زوجتك لكن لا أعلم عن ليلة الأحد |
| Hey, beyler bayanlar böyle biri olmaktan nefret ediyorum ama bir telefon aldık. | Open Subtitles | اهلا يا رفاق و رفيقات اكره ان اكون هذا الشخص لكن وردنا اتصال |
| Onu arkadaş olarak çağırıyorsun - belki de öyledir- ama bu derece tehlikeli bir düşmanımız olmasından da nefret ediyorum. | Open Subtitles | تدعينه صديقا ؟ قد يكون كذلك كما اني اكره ان يكون لي اعداء على شاكلته |
| Bunu yapmaktan kesinlikle nefret ediyorum, fakat sanırım dışarıda,arkada görmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | انا اكره ان افعل هذا بالتأكيد, ولكن هناك شئ يجب ان تشاهديه فى الخارج فى الخلف |
| Önce kızın beni göreceği bir randevudan nefret ediyorum. | Open Subtitles | اكره ان اذهب لميعاد اعمي تراني فيه لاول مره |
| Bu çirkin vücutta ve Olmayan Ülke'de yaşamaktan nefret ediyorum! | Open Subtitles | اكره ان يخيب املى و اكره العيش بهذا الجسد المريض واكره نيفر لاند |
| Bun söylemekten nefret ediyorum ama sen öldün. İçemezsin. | Open Subtitles | انا اكره ان اخبرك انك ميت ,ولا تستطيع ان تدخن |
| Karakterimden çıkmaktan nefret ediyorum, ama birinin kulağına bağıramazsın. | Open Subtitles | اكره ان اخرج خارج التمثيل ، لكن انت لا يمكنك ان تصيح بالقرب من إذن الأشخاص |
| Neredeyse yakalanıyordum, mide bulandırıcı bir işti ve yakalanmaktan nefret ederim. | Open Subtitles | كدت ان اصاب بالدوار , لدرجة انني حصلت على الغثيان وانا اكره ان اصاب بالدوار |
| Yardım edebileceğimi biliyordum. Aciz olmaktan öyle nefret ederim ki. | Open Subtitles | كنت اعرف انه بأمكانى المساعده اكره ان اكون عاجزه |
| Yaşam biçiminizle uğraşmaktan nefret ederim ama deniz kıyısına varmanıza sadece iki sene var. | Open Subtitles | اكره ان اعبث بفتيانك يا نيويورك لكننا تقدمنا عليك بعامين |
| Menünün dışına çıkmaktan nefret ederim ama taze mozarella peynirli bruschetta alabilir miyiz? Teşekkürler. | Open Subtitles | انا اكره ان اقول من خارج القائمة ، ولكن ايمكنك ان تحضر لنا فطير باللحم مع المايونيز ، شكراً لك. |
| O evi alabilirim ama orada sıkışıp kalmayı hiç istemem. | Open Subtitles | يمكنا الاستيلاء على هذا المنزل فعلا لكن يا فتى انا اكره ان اعلق به |
| Söylemek istemezdim ama, buyuk yalan diye bir sey yok. | Open Subtitles | حسناً, اكره ان اخبرك بهذا لكن ليس هناك كذبة كبيرة |
| Kabul etmekten nefret ediyorum, fakat haklısın. | Open Subtitles | اكره ان اعترف بهذا الامر , لكنك على صواب |
| Egonu kırmak istemem ama yüzüme çok namlu dayandı. | Open Subtitles | انا اكره ان اثير اعصابك ايها الشرس ولكنها ليست المرة الأولى التي يصوب الي فيها مسدس |