| Oyun oynayabiliriz, fotoğrafları albüme dizeriz ne kadar boy attığınızı ölçeriz... | Open Subtitles | سوف نلعب الألواح , نضع الصور في الألبوم نقيس كم كبرتم |
| Dinle, lise yıllarımın yarısını odamda bu albüme ağlayarak geçirdim. | Open Subtitles | اسمع, قضيت نصف حياتي في المدرسة الثانوية أبكي على هذا الألبوم |
| Milyonlarca çocuk, Kaybolacağı kadar büyük bir bahçesi olsun istiyordu. Bir sahnenin parçası olmaktansa, doğanın bir parçası olmak. albümdeki çoğu şarkının.. | Open Subtitles | .. و إنجاب أطفال كُثر و فناءاً كبير ليكون جزءاً من المغامرة بدل أن يكون مجرد مشاهد معظم الأغاني التي في الألبوم |
| Fakat normal bir albümde olduğu gibi bu isteği yerine getiremiyoruz. | TED | حسناً، على خلاف الألبوم العادي، نحن لم يكن بوسعنا الاستجابة لهذا الطلب. |
| Katy'nin albümünü yaptım. Sen? | Open Subtitles | لقد أنتجت للتو الألبوم الجديد لكيتي و أنت ؟ |
| Plak kırık olsa bile kapakları için albümleri sakladığımı anımsıyorum. | Open Subtitles | حتى إذا كان السجل مكسورة، أذكر أني ظللت الألبوم لغطاء لها. |
| Bu albümü tamamiyle tek başıma yaptım ve kimsenin bana "Hey Jacob" "bir albüm çıkarmalısın" demesini beklemedim, yoluma baktım | TED | ونعم لقد صنعت هذا الألبوم بنفسي بالكامل ولم أنتظر أن يقول أي شخص، "يا جيكوب عليك أن تصنع ألبوم بنفسك." |
| Onu iki saatte yazdım ve albüme zar zor yetiştirdim. | Open Subtitles | كتبتها في ساعتين وبالكاد ذكرت في الألبوم. |
| Herkes pek çok anlam yüklediği harika, etkileyici ilk albüme sahiptir ve ikinci albümse biraz fiyasko olur. | Open Subtitles | كل شخص لديه هذا مدهش، معبرة الألبوم الأول، حيث وضع كل شيء في ذلك، والألبوم الثاني قليلا من سخرية لاذعة رطبة. |
| Şarkı iyi değilse albüme girmez | Open Subtitles | حسنا , انظروا إن لم تكن كلماتكم قوية , فلن ينجح الألبوم |
| Çaldığımız ilk şarkıydı, çok iyi bildiğimiz için de albüme koyduk. | Open Subtitles | ولكنها كانت الأغنية الأولى التي غنيناها لذا أضفناها في الألبوم لأننا ندركها جيداً |
| İyi bir kareyse bastır ve albüme koy. | Open Subtitles | إن كانت بلقطة مناسبة فطبعها، وضعها في الألبوم |
| - Çocukluğumda o albüme bayılırdım. | Open Subtitles | لقد أحببتُ ذلك الألبوم عندما كنت صغيراً ووالدي كذلك |
| Ama bu evi yuva haline getirenler o albümdeki insanlardı." demişti. | Open Subtitles | لكن المسكن مصنوع من الرجال في هذا الألبوم |
| albümdeki fotoğrafların içerisinde sana ilham veren var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء في الألبوم قريب مما تريد |
| Stüdyodayız ve albüm için şarkıları seçiyoruz eğer "Undermine" şarkısını albümde istiyorsan bugün kaydetmeliyiz. | Open Subtitles | وأخترنا الأغاني من أجل الألبوم إذن إذا كنت مهتم علينا أن نقوم بالتسجيل اليوم |
| Şimdi o iğrenç Ashlee Simpson albümünü dinleyip duruyor. | Open Subtitles | انها تلعب الآن أن لعنة آشلي سمبسون الألبوم أكثر وأكثر. |
| Hayır o değil, şarkıyı radyoda çaldırdılar ve albümleri oldu. Bizim yapmamız gereken de işte bu. | Open Subtitles | لا , لقد عزفوا هذه الأغنية بالراديو ثم اصدورا الألبوم , هذا مايجب ان نفعلة |
| Anita Night Fly adına harika bir albüm yaptı sonunda ama insanlar tarzını fazla diskovari buldu. | Open Subtitles | انيتا مسجل كبير الألبوم مع الدار البيضاء ولكن بعض الناس يعتقد انه كان ايضا ديسكو |
| Açıkçası söylenti yayılınca, bu, plağı daha cazibeli hale getirir. | Open Subtitles | من الواضح ، عندما تسرب هذا الكلام ، . أصبح الألبوم مرغوب أكثر |
| Bu Album muazzam olacak. | Open Subtitles | سيكون هذا الألبوم ناجحاً جداً. |
| Sanırım gruptakiler dışında o şarkıyı dinleyen ilk kişi bendim. | Open Subtitles | كنت الشخص الوحيد خارج الفرقة الذي استمع إلى ذلك الألبوم |
| İşte CrimsonClover albümünden hit bir parça daha. | Open Subtitles | هذه أغنية ضاربة اخرى من الألبوم |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama siyah bir albümün inancı bizi lanetledi. | Open Subtitles | أكره تكرار الحديث في هذا الأمر ولكن فكرة الألبوم الأسود أصابتنا باللعنة. |