| Fakat, madem ki kızım sizi bu meseleye dahil etti düşüncesizce belki... | Open Subtitles | ولكن, حيث ان ابنتى قد أشركتك فى الأمر ربما بشكل غير مناسب |
| belki de her şey bitmiştir. belki de o, bilirsin çoktan ölmüştür. | Open Subtitles | حسنا , ربما انتهى الأمر ربما أنه , تعلمين , ميت حقاً |
| belki de nedeni şudur: Ülke dışındayken birliklerinde kabilemsi bir iç içelik tecrübe etmişlerdir. | TED | لربما كان الأمر: ربما كانوا يعيشون ترابط أشبه بما هو موجود لدى القبائل في وحداتهم أثناء خدمتهم في مناطق مختلفة. |
| belki de ben yanlış biliyorum. belki pazar günü değildi. Ben...? | Open Subtitles | ربما أختلط عليّ الأمر ربما لم يكن يوم الأحد |
| Eğer sen ve Hallie isterse, orayı tutabiliriz belki. | Open Subtitles | إذا أردت أنت وهالي , بإمكاننا تجربة هذا الأمر ربما |
| Şimdi, eğer bunu o lânet kafanıza sokabilirseniz sıcak bir yemeğin ne kadar önemli olduğunu anlarsınız belki! | Open Subtitles | حينما تفهموا ذلك الأمر ربما تدركوا كم كانت مهمة تلك الوجبة الساخنة |
| -Bakın bilirsiniz, belki de bu iş olmayacaktır | Open Subtitles | أنظري، ربما لن ينجح هذا الأمر ربما على زوجك أن يجد من هو اجتماعي أكثر |
| Gösteriyi beğendiniz mi? Ben aslında böyle günler yaşamam. Aslında, belki de şu anda burada değilim. | Open Subtitles | أتعرفون إن شخصيتي الحقيقية لم تمر بأيام كهذه في واقع الأمر ربما أنا لست هنا الآن |
| belki de bir tavşanı tuzağa düşürmek gibidir. | Open Subtitles | في نهاية الأمر : ربما كانت مثل طعم الأرانب |
| Gönder o zaman. belki de Tayland'a geri döner. | Open Subtitles | نرسله ، ثم نحسم الأمر ربما يعود إلى تايلاند |
| Sanırım ben kabul ettim. belki sen de etmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أن تقبلت الأمر ربما عليك أيضاً ان تتقبله |
| belki de böyle bir eğitime sahip olduğum için bölümün yeniden yapılandırılması olayına bu kadar kafa patlatıyorum. | Open Subtitles | لكن أظن بالواقع، لقد قمتُ بدراسة كبيرة على هذا الأمر ربما لهذا السبب أنني فكرتُ حيال أعادة الهيكلية هذه الوحدة |
| - belki olay budur, belki yaşam bir resim değildir. | Open Subtitles | ربما هذا هو الأمر ربما الحياة ليست صورة ربما هي فيلم |
| Bunun ne olduğun bilmiyorum. belki de bunu yapmamalıyız ve şeyi aramalıyız... | Open Subtitles | لا أدري بشأن هذا الأمر ربما علينا أن لا نفعل ذلك ونتصل... |
| Biraz daha zamanı olsa belki fikrini değiştirdi. | Open Subtitles | اذا أعطيناه بعض الوقت ليفكر في هذا الأمر ربما قد يغير رأيه |
| belki de başa çıkmak, bununla yaşamayı öğrenmek istemiyorumdur. | Open Subtitles | ربما لا أريد أن أواجه الأمر, ربما لا أريد أن أتعلم كيفية التعايش معه |
| Eğer ikimiz geçinebilirsek belki umut vardır. | Open Subtitles | إذا تخطينا كلانا هذا الأمر ربما سيتواجد أمل. |
| Bir daha düşündüm de belki bir şeyler yiyebilirim. | Open Subtitles | تعرفين ، بعد إعادة النظر في الأمر ربما يمكننى تناول شيء |
| belki bu şey bittiğinde, gidip suşi falan yeriz. | Open Subtitles | عندما ينتهي هذا الأمر ربما بوسعنا تناول بعض السوشي مثلاً |
| Hayır, sorun bu değil. belki de ağabeyiniz yanınızda olmadığından başarılarınızı bir hiç olarak görüyorsunuz. | Open Subtitles | لا، ليس هذا الأمر ربما لا تشعر بإنجازاتك كأنها حقيقية |