"الأن لو" - Translation from Arabic to Turkish

    • Eğer
        
    • Şimdi
        
    Şİmdi, Eğer siyah vazoyu kaldırırsanız tepedeki şekil gibi gözükür. TED الأن لو تستطيع أن تأخذ الزهرية السوداء ستبدو مثل الرقم الذي بأﻷعلى.
    Eğer isteseydi bunu da durdururdu. Open Subtitles . حسناً , إنه كان سيوقفه الأن لو كان بإمكانه
    Eğer Jim Williams bir şeyden suçluysa yanlış dostluktan suçlu. Open Subtitles الأن لو أن جيم ويليامز مذنب بأي شيء هو مذنب بالتواصل السيء
    Gölü görmek istiyorsan, Şimdi kalksan iyi olur. Open Subtitles من الأفضل ان تستيقظ الأن لو أردت ان ترى البحيرة
    Şimdi, bir de arabanın kendisini kontrol edebilseydim. Open Subtitles الأن, لو فقط استطيع القاء نظرة على السيارة الحقيقية
    Eğer ceset hareket ettirilirse, çürükler kayar, ama bu harekete rağmen yine de tam olarak ölüm zamanını belirleyebiliriz. Open Subtitles الأن لو أن الجثة تم تحريكها لون البشرة يتغير ولكن يوجد دليل على هذه الحركة و لا يزال يمكننا تحديد وقت الوفاة
    Şimdi, Eğer gelirlerse çok büyük ihtimalle bu gemiye binmeye çalışacaklar. Open Subtitles الأن لو أنهم حضروا إنه رهان آمن جداً سيحاولون أن يحطوا على السفينه
    Şimdi, Eğer kendinize çekidüzen verirseniz ve gerçek bir komutan gibi davranmaya başlarsanız belki gitmeye devam edebiliriz. Open Subtitles سبب أننا عالقون فى وسط المجهول الأن لو إستجمعت شتات نفسك وبدأت فى التصرف مثل قائد حقيقى
    Eğer bu sorumluluğu omuzlayamazsan hazır olana kadar bankta beklersin. Open Subtitles الأن لو أنك لا تقدر على تحمل هذه المسئوليه إذن ستعود إلى الدكه حتى تكون مستعداً لو لم ألعب المباراة
    Şu anda onu evcilleştirmene izin verebilir, Eğer istersen. Open Subtitles وأنا متأكد أنها ستتركك تداعبيها الأن لو أردتِ
    Eğer aldığım numuneler bana yeni bir bakış açısı kazandırmasaydı şu an depresyona girerdim. Open Subtitles سأكون محطبة الأن لو لم تكن هذه العينات من وظيفتي تعطيني نظرة جديدة على الحياة
    Şimdi, Eğer bana bilgisayarlar hakkında bir şey soracaksan arayabilirdin bu yüzden neden oturup, bana gerçekte burada olma nedenini söylemiyorsun? Open Subtitles الأن, لو أردت سؤالي عن الحواسيب, لإتصلت بي, لذا لما لا تجلس و تخبرني لماذا أنت هنا حقاً؟
    Eğer Stuart'ı izlemeseydim, şu an evli olacaktım. Open Subtitles كنت سأكون متزوج الأن لو لم أتبع ستيوارت
    Eğer uygun görürseniz böyle güzel bir gecede Sookie ile yürüyüşe çıkmak isterim. Open Subtitles الأن .. لو كان هذا يُناسبكِ (أعتقد بأنني أريد أن أتمشى مع (سوكي
    Şimdi müsaadenizle bayanlar, eve gidip eşimin beni aldattığını yüzüne cesurca söylemeliyim. Open Subtitles الأن لو تعذرونى سيداتى سأعود للمنزل وأخبر زوجى أنه كان يخوننى وأسانده بشجاعة
    Şimdi müsadenle Quinoa salatamı buzdolabına koyacağım. Open Subtitles الأن لو عذرتني يجب ان أضع سلطة الكينو في البراد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more