| Ama en az iki günlüğüne 500 dolar için istisna kabul etmeyi öğreniyorsunuz. | Open Subtitles | لكن مقابل 500 دولار في اليوم الواحد كحد أقصي سيصنع المزيد من الإستثناءات |
| Her zamanki Hollywood çöplerinin arasında birkaç tane istisna olduğunu ben bile kabul ediyorum. | Open Subtitles | حتى أنا أستطيع أن أعترف أنَّ هناك بعض الإستثناءات للأفلام الهوليوودية التقليدية |
| Birkaç istisna dışında profesyonel mankenler kullanmayız. | Open Subtitles | مع بعض الإستثناءات القليلة، نحن بالعادة لا نستخدم من كانت مهنتهم أن يكونوا "نموذج" |
| Belki de " Bay Saç Ektiren" gibi bazı istisnalar değişmiş olabilir tabii. | Open Subtitles | أو ربما تغيروا فعلاً، مع بعض الإستثناءات كالسيّد صحاب الشعر المزروع بالطبع |
| Burası isteğe bağlı çalıştıran bir firma beni bir heves kovabileceğin bir iş değil, istisnalar hariç tabi. | Open Subtitles | هذا توظيفُ عند الرغبة بالعمل وأنت بإمكانكِ أن تطردني على نزوة مع قليل الإستثناءات |
| Çok kesin değil ama belli istisnalar var. | Open Subtitles | أعني، هذا ليس مؤكّد وهناك الكثير مِن الإستثناءات |
| - Sürekli istisna yapıyor zaten. | Open Subtitles | إنه يقدم الإستثناءات معظم الوقت |
| - Ama bir istisna yapılabilir. | Open Subtitles | - حتى وإن كان بالامكان ذكر الإستثناءات |
| Bazi kesin istisnalar disinda. | Open Subtitles | مع بعض الإستثناءات الواضحة |
| O hakka dair belirli istisnalar var. | Open Subtitles | مع بعض الإستثناءات لهذا الحق |