| Beni New York şehri stratejik Sağlık Birliğine takdim ettiler, yine bedava kaynaklar, onları boşa harcamayın. | TED | قدموني إلى التحالف الإستراتيجي للصحة في نيويورك مرة أخرى، مصادر مجانية، لاتهدرها. |
| Düşmanını meşgul etmek için sadece tutarlı, stratejik hedefler belirlemelisiniz. | Open Subtitles | سوف تقوم بمقاومة العدو فقط إذا كنت متوافقاً مع الهدف الإستراتيجي الشامل الخاص بك |
| Çünkü bu iki şirketin kullandığı metodlar... yapılması gereken stratejik seçimler hakkında... | Open Subtitles | لأن تلك الطريقتين اللتين تتـَّبـِعهما ..,كبرى الشركات المحترمة توضـِّح الخيار الإستراتيجي ..الذي تواجهه |
| Harry Howler, nükleer Strateji uzmanı, | Open Subtitles | من أرض المجّاني وتجاوز الكلفة العظيم، غلطة هاري الفاحشة، الإستراتيجي النووي |
| Strateji uzmanının, başkan yardımcısından daha yüksek bir mevki olduğunu mu iddia ediyorsun? | Open Subtitles | أتقتِرح بأن الإستراتيجي الكبير موقعه أعلى مِنْ نائب الرئيس؟ |
| Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız. | Open Subtitles | أنا أركز علي الصراعات الداخلية حيث التخطيط الإستراتيجي هو أمر أخلاقي يبدو أنه سيخلق نتيجة |
| Dışişleri Bakanlığı'nın stratejik Anali Birimi'ne git. | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بزيارة وحدة التحليل الإستراتيجي لوزارة الخارجية. |
| İç Güvenlikten Sorumlu stratejik Müdahale ve Geri Hizmet Departmanı. | Open Subtitles | التدخّل الوطني الإستراتيجي قسم التنفيذ والتموين |
| Anlamı, stratejik İç İşleri Müdahale Yürütme ve Lo... | Open Subtitles | هو الوطني الإستراتيجي موضع التنفيذ و الــ |
| Asırlar boyunca şehrin kıtanın merkezinde yer alan stratejik konumu burayı bir ticaret merkezi yapmıştır. | Open Subtitles | لقرون ، موقع المدينة الإستراتيجي في قلب القارة قد جعل منها مركزا تجاريا ضخما |
| İşte bunun için zeka ve stratejik düşünce lazım. | Open Subtitles | و هذا يحتاج للذكاء و التدبير الإستراتيجي |
| Bir hain, zalimliği ve stratejik zekasıyla ün yapmış biri. | Open Subtitles | رجل حقير اشتهر بقسوته كما اشتهر بتفكيره الإستراتيجي. |
| Bize kimse bu çok değerli stratejik hedefin ne olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | لم يخبرنا أحد ماهو هذا الهدف الإستراتيجي الثمين |
| stratejik Tehlike Müdahale Casusluk ve Lojistik Müdürlüğü için çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل لصالح وكالة التدخل الإستراتيجي القومية قسم التنفيذ و اللوجستية |
| Güney Kore'nin stratejik savunması. Şimdi anladın mı? | Open Subtitles | خطط الدفاع الإستراتيجي عن "كوريا الجنوبية" ، هل فهمت؟ |
| Ama Ludendorff'un generalleri onun stratejik planının eksikliğinden üzüntü duyuyorlardı. | Open Subtitles | لكن جنرالات "لودندورف" يئسوا من قلة تخطيطة الإستراتيجي |
| 1941 baharında Sovyet halkının ikinci sınıf insanlardan oluştuğu şeklindeki stratejik Nazi düşüncesi Berlin'de iyice yaygınlaşmıştı. | Open Subtitles | فى برلين ذلك ربيع 1941 هذه هى وجهة النظر ، ان الإتحاد السوفيتي يسكنه بشر دون المستوى التى تغلغلت فى التفكير الإستراتيجي النازي |
| stratejik Vatan Müdahale, Uygulama ve Lojistik Bölümü. | Open Subtitles | قسم التدخل القومي الإستراتيجي... للتطبيق واللوجستيات. |
| Bence Strateji bilgisi kanında var. | Open Subtitles | أعتقد بأن الفكير الإستراتيجي يتدفق في دمائك |
| BM Komuta Merkezi, Tokyo 23 Ağustos 1950, nihai Strateji toplantısı. | Open Subtitles | مقرّ قيادة الأمم المُتحدة، طوكيو 23أغسطس،1950، الإجتماع الإستراتيجي النهائي |
| Meclis Sözcüsü'nün yeni baş Strateji uzmanıyım. | Open Subtitles | أنا المحلل الإستراتيجي الاساسي الجديد لرئيسة مجلس النواب |
| Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız. | Open Subtitles | أنا أركز علي الصراعات الداخلية حيث التخطيط الإستراتيجي هو أمر أخلاقي يبدو أنه سيخلق نتيجة |