| Uyarı. Kendi imha mekânizması aktive oldu. Lütfen tahliye edin. | Open Subtitles | تم تنشيط التدمير الذاتى من فضلكم أخلوا المكان فى الحال |
| Uyarı. Kendi imha mekânizması aktive oldu. Lütfen tahliye edin. | Open Subtitles | تم تنشيط التدمير الذاتى من فضلكم أخلوا المكان فى الحال |
| Onun alanı yıkım ve gizlilik, benimkiyse yaratma ve açıklık. | TED | تتمحور مؤامراته حول التدمير والتكتم، بينما تتمحور مؤامراتي حول الإبداع والوضوح. |
| Aslında basitçe, tüm yıkım süreci şu an palmiye yağıyla olandan biraz daha yavaş ilerler oldu. | TED | لذا فكل عملية التدمير أساساً قد ذهبت أبطأ بقليل مما يحدث الآن بنخيل الزيت. |
| Yok etmek için her enfekte odaya giriş yapmanız ve acil durum kendini yok etme şalterini çalıştırmanız lazım. | TED | وللقضاء عليه، وجب عليكم الدخول الى كل واحدة من الغرف الملوثة وتشغيل نظام التدمير الذاتي الخاص بحالات الطوارئ. |
| Havaalanında kendini imha edecek bir çantada gerekli bilgileri bulacaksın. | Open Subtitles | ستحصل على مجموعة من الأوراق المساعدة فى المطار ، فى حقيبة ذاتية التدمير |
| Otomatik imha mekanizması isabet almış ve kendini imha etmiş. | Open Subtitles | أعتقد أن جهاز التدمير الذاتى أُصيب وفجر نفسة |
| Otomatik imha mekanizması isabet almış ve kendini imha etmiş. | Open Subtitles | أر . أم 114 أعتقد أن جهاز التدمير الذاتى أُصيب وفجر نفسة |
| Düşmanın yaklaştığı her bölgede topyekûn imha gerçekleştirilecek. | Open Subtitles | خصوصا في تلك المناطق التي يقترب منها الأعداء .. سيكون التدمير شاملا. هل هذا مفهوم؟ |
| Kendini imha mekanizması çalıştırıldı. Gemiyi terk edin. | Open Subtitles | لقد تم تفيعل آلية التدمير الذاتى غادروا السفينة |
| yıkım ekibi burada! O teneke herif nerede? | Open Subtitles | طاقم التدمير هنا أين ذلك المعدني اللعين ؟ |
| Hepinizin unutmayıp, yıkım aletlerinizi getirdiğine inancım tam. | Open Subtitles | آمل أن جميعكم تذكر أن يحضر أدوات التدمير |
| Proje Mayhem'in yıkım komitesi bir düzine binanyı jelatine çevirecek. | Open Subtitles | حجزنا مقاعد الدرجه الأولي في مسرح الدمار الشامل لجنة التدمير لمشروع الفوضي أحيطت أساسات إثني عشر مبني بالمتفجرات |
| Karmaşa Projesi'nin yıkım komitesi bir düzine binanın temel kolonlarını patlayıcı jelatinle kapladı. | Open Subtitles | حجزنا مقاعد الدرجه الأولي في مسرح الدمار الشامل لجنة التدمير لمشروع الفوضي |
| Kendi bilinçaltındaki nefreti ve yok etme arzusu. | Open Subtitles | الكراهية وشهوة التدمير الكامنة في العقل الباطن لكل منهم |
| Üssün kendi kendini yoketme geri sayımını 3 dakikaya ayarla. | Open Subtitles | ليتم ضبط التدمير الذاتي للقاعدة عند ثلاث دقائق |
| Şunu öğrendim: Kendine zarar verme ve kendini baltalama tarzındaki bu parasal davranışlarımız rasyonel, mantıksal aklımızın ürünü değil, | TED | ما تعملته هو أن سلوكياتنا في التدمير الذاتي والهزيمة المالية لا تقودها عقولنا العقلية والمنطقية. |
| Otomatik imhaya 1 dakika. | Open Subtitles | التدمير الذاتي خلال دقيقة واحدة |
| Ama onların otomatik yoketmeyi nasıl çalıştırdıklarını anlamış değilim. | Open Subtitles | لكن لايمكنني إستنتاج كيف إستطاعوا إعداد التدمير الذاتي؟ |
| Ölüm ve yıkımı bir araç olarak kullanmayız. Biz insanız. | Open Subtitles | نحن لسنا آلات للقتل و التدمير نحن كائنات بشرية |
| Herhangi bir zamanda Wikipedia mutlak yıkımdan yaklaşık 45 dakika uzakta. | TED | في كل الأوقات، ويكيبيديا تقريباً 45 دقيقة بعيدا عن التدمير التام. |
| Sence onu kendisini yok etmeye meyilli hale getirmenin bir yolu var mı? | Open Subtitles | أتظنين أن ثمة وسيلة لدفعه إلى التدمير الذاتي؟ |
| Bu kadınları ayartıp, akıllarını çelme yok etmeyi öğretme şekliniz. | Open Subtitles | طريقتك في إغواء هؤلاء النساء تجذبينهم عندك تدريبهم على التدمير |
| Karşılıklı olarak yıkıma çağıracağını tercih edersiniz. | Open Subtitles | والذي تفضلين ان تسميه التدمير المؤكد المتبادل |
| Eşinin kazara olan yıkıcı eyleminden dolayı sarsılmıştı ve kötü talihin evlerine gelebileceğinden korkuyordu. | TED | لقد أقلقه الفعل التدمير العرضي الذي قامت به زوجته، وخشي أن يحل النحس على منزلهما. |
| Deniz Kuvvetleri'nden "ara ve yok et" hakkında bir emir geldi. | Open Subtitles | لدينا تعليمات جديدة من سلاح القوات البرمائية عن البحث و التدمير |