| Hurma, Orta Doğu'da geleneksel bir hoş geldin hediyesidir. | Open Subtitles | التمر هو الفاكهة الترحيبية في الشرق الأوسط |
| Yerli balın Hurma ve mısır karışımı bir tadı vardır. | Open Subtitles | العسل المحلي يكون طعمه مثل التمر الهندي والذرة |
| Ve elimizde bulunan tek aperatif de zeytin ve Hurma. | Open Subtitles | و المقبلات الوحيدة التي لدينا هي الزيتون و التمر |
| Marfourdi, suyunun kendi payıyla Hurma ağaçlarından bir vaha yaratmış | Open Subtitles | بمشاركته الماء , قام مافوردي بإنشاء واحات من أجل زرع نخيل التمر |
| Hurma yetiştiriyorlardı ve çiftlikleri vardı. | Open Subtitles | فالناس كانت تزرع التمر وكان لهم مزارعهم |
| Niye 20 poşet Hurma aldın ki? | Open Subtitles | لماذا أنت لديك 20 حقيبة من التمر ؟ |
| Ama göbeğinde Hurma olan kek istersin. | Open Subtitles | أنتَ تريد كعكة بأعلاها التمر |
| Hurma ye... | Open Subtitles | تناولي التمر |