| Neden bu çok hassas konuda gelip senin için çalışmıyorum ki? | Open Subtitles | لما لا يمكنني المجيء والعمل معكم في هذا الأمر الحساس للغاية؟ |
| Çünkü ne zaman hassas yanını göstersen acayip tahrik oluyorum. | Open Subtitles | لإنه حالما تظهر جانبك الحساس اجد الامر مثيراً بشكل جنوني |
| Şimdi, arkasındaki kat kaçış kapağı baskı altındadır hassas kayan döşemeler. | Open Subtitles | الآن، الطابق خلف فتحة الهروب يتكون من الضغط البلاط العائم الحساس. |
| şu doğumgünü şeyini sonraya saklıyalım beni tanıyorsun bay duyarlı | Open Subtitles | لنبقى أمر عيد الميلاد هذا سراً أنت تعرفني، السيّد الحساس |
| Tatlı, duygusal, yaratıcı Tyler oda arkadaşı tarafından başka bir adamla beraber olurken .gizlice videoya alınmış. | TED | تايلر الجميل و الحساس و المبدع تم تصويره سرا بواسطة رفيقه في الغرفة بينما كان في لحظة حميمة مع رجل آخر. |
| Koruyucu zarının ve kafatasının sert tabakasının içinde, bu hassas organ çoğunlukla iyi korunmaktadır. | TED | داخل أغشية واقية والغطاء الصلب للجمجمة، هذا العضو الحساس عادةً ما يكون محميًا بشكل جيد. |
| hassas, duygulu, ümit vaat edici şeyler dışında bir şey yazamasa da... | Open Subtitles | فإنه لا تكتب شيئاً إلا النثر الحساس ، المكثف ، و الشعور الواعدة. |
| hassas, duygulu, ümit vaat edici şeyler dışında bir şey yazamasa da... | Open Subtitles | فإنه لا تكتب شيئاً إلا النثر الحساس ، المكثف ، و الشعور الواعدة |
| Dünyadaki tek hassas insan olduğunu düşünme. | Open Subtitles | لو سمحت يا آرثر لا تحاول إظهار نفسك على أنك الشخص الوحيد الحساس هنا. |
| Benim hassas, sıcacık bir adam olduğumu gösteriyor. | Open Subtitles | انه يقول أنني نوع من الرجال الحساس العطوف والدافئ |
| hassas oğIanı oynayarak onu baştan çıkarmanı mı sağladı? | Open Subtitles | يلعب دور الفتى الحساس و يحصل عليكى لإغوائه ؟ |
| Baskın dişi yaprak yığınına bir kuvöz muamelesi yapıyor ve hassas gagasını ısı takibi için kullanıyor. | Open Subtitles | تتعامل الأنثى القائدة مع كومة الأغصان كالحضانة فتستخدم منقارها الحساس للحرارة لرصد اختلاف درجات الحرارة |
| - Bilmiyorum. hassas istihbaratla ilgili şeyler. | Open Subtitles | لا اعرف ، اى شىء تم استقباله او يتعلق بالنظام الداخلى الحساس |
| Kumaş hassas tenler için rahat ve 550 derece ısıya dayanabiliyor. | Open Subtitles | النسيج مريح للجلد الحساس ويستطيع ايضا مقاومة درجة حراره تصل الى 1000 |
| Bu cisimcikler retinanıza gölge düşüren küçük nesnelerdir. Retina gözünüzün arka kısmındaki ışığı duyarlı olan bölümdür. | TED | العوائم هي أشياء صغيرة تترك ظلها على الشبكية وهي النسيج الحساس للضوء المبطن للعين |
| Böylesine duyarlı bir konuda, aynı şeyi tekrarlamak hoşuma gitmiyor ama boğulduğu açık bir gerçek. | Open Subtitles | أنا أكره أن أكون فضوليا حول هذا الموضوع الحساس ولكن من الواضح أنها ماتت غرقا |
| Oyumu, Barney Gumble'ın duyarlı ama bir o kadar da isim yoksunu filmine veriyorum Pukahantas. | Open Subtitles | أصوت لصالح فيلم بارني جمبل الحساس والذي للأسف يعتبر مأساوي |
| -Bana sorarsan, duygusal bir adam. | Open Subtitles | ان أردت رأيي , فمشكلته فقط أنه ينتمي الى النوع الحساس |
| Süper duygusal erkek arkadaşımın benim bir bebek makinesi olmamı istediğini fark ettim. | Open Subtitles | إتضح أن خليلي الحساس جـدا يريدنـي أن أكون آلة صغــار |
| Bu, bugüne kadar senin o narin ağzından çıkan en aptalca ifade, hayatım. | Open Subtitles | هذا هو أسوأ قرار قد أصدرتيه من أى وقت مضى .... من فمك الحساس , يا عزيزتى |
| Anlıyorum. Şu alıngan genç geliyor. Ben burada değilim. | Open Subtitles | لقد فهمت ، ان الطفل الحساس قادم انا لست هنا |
| Manyetik alan açıkken Sensörü çıkarman gerek. | Open Subtitles | أزل الحساس بينما يكون الحقل المغناطيسي مفعلاً .... |
| Bu para şeklindeki algılayıcıyı üzerine yerleştirmek için akıllıca bir plan gerekli. | Open Subtitles | سيتطلب إخفاء هذا الحساس الذي يشبه العمله عليه خطة ذكية جداً |
| Kepenkleri kaldırdığımızda karşımızdalar. | Open Subtitles | سنضرب على الوتر الحساس ثم |